Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD’de MIT’den ve Japonya’dan bilim insanları geçen hafta beynin nasıl ‘anı’ topladığı ve sakladığıyla ilgili yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıklarken ‘çok güzel bir şey’ bulduklarını söylüyorlardı.

        Beyin anıları toplarken 2 kopya çıkarıyormuş. Biri kısa vadeli günümüz için, ikincisiyse uzun vadeli yıllar sonra da hatırlamak için...

        Yapılan bir başka araştırmada ise Google’ın hafızayı öldürdüğü iddia ediliyor.

        16 ve yukarı yaşlarda 6 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmaya katılanların yüzde 36’sı bir soruyla karşılaştıklarında cevabı kendileri hatırlamaya çalışmak yerine hemen Google’ladıklarını söylemiş. Bu oran 45 yaş üzerinde yüzde 40’ı geçmiş.

        Google, insanların olduklarından daha zeki hissetmelerini sağlıyormuş!

        Ama bu zekilik çok kısa süreli oluyormuş çünkü aradıkları cevabı Google’layanların yüzde 24’ü öğrendikleri şeyi hemen unuttuklarını söylüyor.

        En garibi de katılımcıların yüzde 12’si “Cevap orada Google’da duruyor, neden hafızama kaydetmeye, hatırlamaya ihtiyaç duyayım ki?” diyormuş.

        Son zamanlarda o kadar çok şey unutuyorum ki! Bazen “Ben ne yaşadım?” diye hayatımı Google’lamak istiyorum...

        BENİM TÜY YUMAĞI DOSTUM

        Osman da unuttuklarımdan biri!

        17 yıl önce ilk tanıştığımız günü silip atmışım hafızamdan... Google’da bulunabilecek bir şey de değil üstelik.

        Kısa ama dolu dolu geçen dostluğumuzun ardından 17 yıldır hiç görüşmedik. O beni düşündü mü hiç bilmiyorum. Ama yalan yok ben onu düşündüm birkaç kez.

        Aramıza dağlar, ovalar girdi... Nehirler, denizler, krallar, krallıklar girdi... Benim şimdi bir tekini bile hatırlamadığım onlarca, yüzlerce, binlerce ‘anı’nın arasında o da silinip gitti işte.

        Dün doğum günüymüş onu bile hatırlamıyorum.

        İki yıl önce felç geçirmiş. İlaçlarla güçlükle atlatmış.

        Geçen hafta ikinci felcin ardından doktor, çok umutsuz konuşmuş.

        Vücudunun çok yorgun ve yaşlı olduğunu söylemiş. “Osman o kadar yaşlandı mı?” diye düşündüm. Ben o kadar yaşlı mıyım?

        Benim tüy yumağı dostum Osman, ölüyor...

        Dünyanın en mülayim kedisi canım Osman, tanıştığımız yerden binlerce kilometre uzakta Brüksel’de yumuşak bir yastığın üzerinde son günlerini geçiriyor... Ve ben hatırlıyorum.

        SEVGİ GOOGLE’DA BULUNMUYOR

        Dün haberi aldığımda beynimin onunla ilgili 17 yıl öncesinden ‘uzun süreli olarak depoladığı’ anılar sağa-sola koşuşturdu boş kafatasımın içinde. 17 yıldır bir an bile hatırlamadığım ama şimdi hepsini sanki birkaç dakika önce yaşadığımı düşündüğüm onlarca anıyla birbirimize bakıyoruz saatlerdir.

        Hafızayı öldüren Google değil bizleriz sanırım.

        Sonuçta insan sevgiyi ‘Google’da arasa da bulamıyor.

        Osman’la aramızdaki bağı Google’ın bütün ‘server’ları dile gelse anlatamaz buna eminim...

        “Hafıza kısa ama hikâye uzun” diyen Tom Waits haklı... Güle güle Osman...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar