Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2017 kadınlara yönelik şiddet, ayrımcılık ve cinsel tacize dikkat çeken bir yıl oldu. Hollywood ünlü yapımcı Harvey Weinstein’e yönelik cinsel taciz ve tecavüz haberleriyle çalkalanırken ABD’nin genelinde günümüzde bile akli dengesi sorgulanan Başkan Trump’ın cinsiyetçi ve tacizci davranışları kadınları politik anlamda harekete geçirmeye başladı.

        Trump’ın Başkanlığı devralmasının ardından ABD’nin farklı şehirlerinde kadınlar protestolar ve yürüyüşler gerçekleştirdi.

        Sonrasında sosyal medya üzerinden başlatılan #metoo (yani “ben de”) hareketi ile kadınlar başlarına gelen ayrımcılık, taciz ve cinsiyete dayalı şiddet deneyimlerini paylaşarak sanal âlemde bir dayanışma ağı kurdular.

        Damla göl oldu sonra da okyanusa dönüştü-dünyanın her yerinden kadınlar yaşadıklarını paylaşmaya başlayınca kadınlara yönelik şiddetin ne kadar yaygın ve sistematik olduğu gerçeği gözler önüne net bir şekilde serildi. Kadınlar kadın oldukları için öldürülüyorlar, tecavüze uğruyorlar ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar.

        SIKILMADIK MI

        Üstelik sırf kadın oldukları için daha az istihdam, daha az maaş ve daha çok ücretsiz ev ve bakım işlerinde görevlendiriliyorlar.

        Eğitim hayatlarından sağlık ve bedenlerine kadar hayatlarının her evresi erkekler tarafından denetleniyor ve istisnasız bir şekilde hayatlarının her aşamasında ayrımcılığa uğruyorlar.

        Son olarak 2018 başında bazı tanınmış kadın oyuncular “Vakit Doldu” (Time’s Up) adında bir hareket başlatarak ayrımcılığa uğrayan kadınlar için bir dayanışma ağı ve haklarını savunmalarında destek olacak bir maddi fon oluşturdular. Bizim de artık Türkiye’de kendi Vakit Doldu hareketimizi başlatmamızın zamanı geldi. Artık yönetici fotoğraflarında bir kadın yüzü aramaya çalışmaktan, kadın bedeniyle ilgili kararların erkekler tarafından verilmesinden, her konuyla ilgili alakasız bir eril bilirkişinin ortaya çıkıp “ben siz kadınlara anlatayım” demesinden, giydiğimiz kıyafetin uzunluğuna veya kısalığına göre bizi yargılayanlardan, davranışlarımızın şiddete yol açtığını düşünerek faili değil mağduru suçlayan bir zihniyetten yeterince sıkılmadık mı?

        GERÇEKLER YOK EDİLEMEZ

        Kesinleşmemiz verilere göre 2017 yılında ülkemizde en az 305 kadın erkek şiddeti yüzünden hayatını kaybetti. Cinsel taciz ve şiddetin üzerini örterek, bu suçları işleyen erkekleri aklayarak bu gerçekleri yok edemeyiz. Geçen hafta iki çocuğu defalarca şiddet gördüğü kocası tarafından katledilen kadını görünce artık yeter demediniz mi? Vakit doldu arkadaşlar -2018 kadınların siyasi görüşleri ne olursa olsun birleşme, sistematik şiddeti açığa çıkarma ve toplumun yarısına yapılan ayrımcılığı tüm gerçekleriyle göz önüne serme yılı olmalıdır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar