Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Feminizm ve kadın haklarını yıllardır akademik ortamda çalışan ve eğitim veren biri olarak geçen hafta Merriam-Webster sözlüğünün internet aramalarında son bir yılda yaşadığı artış nedeniyle “feminizm”i yılın kelimesi seçmesi bende ilginç bir etki bıraktı. Bir taraftan çalıştığım ve yaşam biçimi olarak benimsediğim, çoğu zaman toplumda yanlış anlaşılan bir teorinin anaakımlaşması ve daha yaygın bir şekilde konuşulması varken, diğer tarafta muhafazakarlaşan bir dünyada kadınların yıllardır kazandığı hakların tekrar sorgulandığı bir dönemde haklarımızın nereye doğru gittiğiyle ilgili kaygılar aklıma geldi.

        Genelde toplumda yanlış yorumlanmakta olan feminizmi Merriam-Webster sözlüğü “cinslerin politik, ekonomik ve sosyal eşitliği teorisi” olarak tanımlamakta. Feminizm ne erkek düşmanlığıdır ne de kadının üstünlüğünü ister, hatta sadece kadın hakları savunuculuğu da değildir.

        Feminizmin ana amacı toplumdaki tüm bireylerin eşit haklara sahip olması, sistem içinde eşit temsil edilmesi ve tüm kurum ve yapıların bütün bireylere eşit davranmasıdır.

        Özünde feminizm kadın ve erkek diye bizleri ayıran ikili düşünce tarzını ve hiyerarşi yaratan güç ilişkilerini sorgular. Tek yönlü ve kesin düşünceler yerine oluşumu ve tarihsel gelişimi ön plana çıkarır. Ünlü Fransız feminist yazar ve filozof Simone De Beauvoir’ın dediği gibi “kadın doğulmaz, kadın olunur.” Feminizm de bu oluşum sürecini anlamaya çalışır.

        EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, ADALET

        Feminizmin izlediği politik yaklaşımda eşitlik, özgürlük ve adalet vardır. Ana amacı pozitif sosyal değişime katkıda bulunmaktır. Bu yüzden feministler ırkçılığa, homofobiye ve yabancı düşmanlığına da karşı çıkarlar.

        Çevre ve hayvan hakları ile ilgili konularda da ekofeminist bir bakış açısıyla oldukça aktiftirler. Yeri gelir feministler her erkeğin eşit olmadığı bu sistemde ezilen erkeklerin haklarına da sahip çıkarlar.

        2017 yılında yılın kelimesi seçildi diye feminizm artık yaygınlaştı diye sevinmeyelim. Dünyanın her yerinde kadınların yıllardır mücadele ederek kazandığı haklar saldırı altında.

        Evlilik ve boşanma ile ilgili kadınların kazanımlarının tekrar değerlendirildiği, kürtaj haklarının ellerinden alınabileceği, uzatılmış doğum izinleri gibi korumacı gözüken ama kadınları işgücünden uzaklaştıran yasaların yürürlüğe girdiği, eşcinselliğin bazı ülkelerde açık bir şekilde yasaklandığı bir zamanda feminizme yönelik bir karşı tepki de görmekteyiz.

        Yılın kelimesi olmakla yaygın bir yaşam tarzı olmak arasında hala epey bir mesafe var anlayacağınız.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar