Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen hafta İstanbul’da Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği’nin düzenlediği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalıştayı’na katıldım. Toplumsal cinsiyet alanında çalışan akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve uluslararası örgütlerin üyelerini bir araya getiren çalıştayda sürdürülebilir kalkınmanın toplumsal cinsiyet boyutu ele alındı.

        Birleşmiş Milletler (BM) 2000 yılında Binyıl Kalkınma Hedeflerini tanımladı, 2015’te ise eksik kalan hedefleri tamamlamak ve kalkınmanın kapsayıcı tarafını devam ettirmek için Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni belirledi. BM tanımına göre sürdürülebilir kalkınma hedefleri “yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegeni korumak ve insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için evrensel eylem çağrısıdır.” Bu hedeflerle sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevre boyutlarından oluşan üç temel boyutunu ele alan BM yoksulluğu, açlığı, eğitimsizliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, sıhhi olmayan koşullarda yaşamayı ve bunun gibi toplam 17 eşitsizlik yaratan alanı belirleyerek küresel bir mücadele başlattı.

        ÇOK ÖNEMLİ

        Türkiye dahil tüm üye ülkeler 2015’te BM Genel Kurulu’nda 17 hedef ve 169 alt hedef içeren Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini kabul etti. Bu tarihten itibaren hem üst düzeyde hem de yerel düzeyde imzacı ülkelerin ilerlemeleri gözden geçirilmekte.

        Toplumsal cinsiyet eşitliği bu hedefler arasında çok önemli bir yere sahip. Küresel kadın hareketinin çabalarıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için olmazsa olmaz bir durum haline geldi ve BM tarafından da özel bir hedef olarak belirlendi. Kapsayıcı olmayan, belirli grupları dışlayan kalkınma planları hem uzun dönemde ekonomiye zarar vermekte hem de devletlerin görevi olan tüm bireylerin kalkınmasına eşit katkıda bulunmasını engellemekte. Yoksulluğun yok edilmesi, sağlık hizmetlerine erişimin sağlanması, insana yakışır işlerin yapılması, barış ve adaletin var olması gibi hedefler kadın erkek eşitliği olmadan imkânsız olduğu için toplumsal cinsiyet eşitsizliği ülkelerin önceliği haline gelmeli.

        YAPACAK İŞLER VAR

        Peki, bu kadar önemli hedefi kabul eden ve imza atan Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği karnesi ne durumda? BM Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği (GII) Endeksinde 2014’de 105 ülke arasında 71., Dünya Ekonomi Forumu Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurum Raporuna göre ise 145 ülke arasında 130. sırada. Ülkemizde bu konuyla ilgili yapacak çok iş var. İlerleyen dönemde Türkiye’nin cinsiyet eşitsizliğini gidermesi için bu konuya daha çok sahip çıkması, çalışmaların yerelleştirilip farklı bölgelerin de projeler üreterek konuya sahiplenmesinin sağlanması ve toplumsal cinsiyete duyarlı uygulamalar yapılması gerekmekte. Uzun lafın kısası, kadınlar başımızın tacı diyerek eşitlik gemisi yürümüyor sevgili okuyucularım...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar