Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN hafta sonu, Portakal Çiçeği Festivali sebebiyle Adana’da yer yerinden oynarken, ben Alaçatı’da 9’uncusu düzenlenen Ot Festivali’ne gittim.

        Alaçatı’nın zaten darlıktan ve kalabalıktan yürünmez yolları, festival nedeniyle iyice dolup İstanbul’un saat 18.30 köprü trafiğini bile aratsa da, Asos’tan bardağını 1 liraya aldığım limon kekiği burada 5 liradan satılıyor olsa da, tezgâhlar ottan çok Tahtakale’nin hediyelik eşya dükkânlarını çağrıştırsa da; yine de orada olmayı, her köşe başında düzenlenen farklı bir aktiviteyi izlemeyi ve bir organizasyonun parçası olma durumunu çok sevdim.

        ***********

        O GECEYİ NİLÜFER KURTARDI

        315 kişi açıkhava bir mekânda yemek yiyor. Fonda yavaştan bir müzik... Erkekler de kadınlar da pek şık. Birazdan yemek bitecek, eğlence başlayacak. Pıt pıt pıt bir şeyler oluyor. Herkes aynı anda kafasını yukarı kaldırıyor ve yüzlerine düşen yağmur damlalarıyla durumu idrak ediyor.

        İnsanlarda önce huzursuz bir telaş, dursak mı gitsek mi kararsızlığı... Garsonlar şeflerine bakıyor. Şef, başıyla ‘servise devam’ işareti veriyor. Ancak o birkaç pıt pıt kısa süre sonra şakır şakır yağmura dönüşüyor. Herkesin kalkması ya da kalması an meselesi... İşte o an! Hayat doğru anlarda doğru karar verebilmekten ibaret çünkü. Mekânın işletmecisi, DJ’e “Şimdi” diyor ve bir anda içeride ‘Yağmurlu bir gündü tıpkı bugün gibi’ diyen Nilüfer’in sesini duyuyoruz.

        ZAMANLAMANIN GÜCÜ

        Önce bir alkış, sonra şallar bir kenara bırakılıyor. İnsanlar ortama uyum sağlayıp tadını çıkarmaya karar veriyor. Makyaj akmış, saç bozulmuş artık kimin umurunda... Herkes ayakta dans ediyor.

        Bahsettiğim mekân, İstanbul’da eğlence hayatının yıldızı Esnaf. Yazın Çeşme’de kapısını açacak ama Ot Festivali nedeniyle sadece 2 günlüğüne İstanbul’u kapatmış, tam kadro Çeşme’ye gelmiş. Bunca emek çöpe atılamaz... O gece orada ‘müziğin ve zamanlamanın gücünü’ bir kez daha gördüm.

        Tıpkı Açıkhava’da verdiği konser sırasında sağanak başlayan Şebnem Ferah’ın korunaklı sahnesinden inip izleyicilerle birlikte ‘Yağmurlar’ şarkısını ıslanarak söylemesi ve 5 bin kişinin yerinden milim kıpırdamadan eşlik ettiği o büyülü an gibi...

        ***********

        AYŞE TOLGA’DAN YAĞ DERSİ

        FESTİVAL nedeniyle Çeşme otelleri kapılarını açarken, Premier Solto Hotel By Corendon bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Bunlardan biri de Ayşe Tolga’nın düzenlediği aromaterapi workshop’uydu. Doğal yağların fiziksel, ruhsal ve zihinsel etkilerini anlatan Ayşe Tolga’yı can kulağıyla dinledim çünkü doğal yağların doğru kullanıldığında ilaçlardan çok daha etkili olduğuna inanıyorum. Ayşe Tolga’nın anlattıklarının içinden işinize yarayacağını düşündüğüm bilgileri derledim:

        - Aktarda satılan her yağ doğal ve sağlıklı değil. Eğer hepsinde “Üretim yeri Çin” yazıyorsa çok dikkat etmelisiniz çünkü Çin’de çok az yağ üretiliyor. Yağın kutusunda ‘official’ ibaresini ve yağın Latince adını görüyorsanız içiniz rahat edebilir.

        - Yılan yağı, ozon yağı, lotus yağı gibi gerçekliği mümkün olmayan yağlara itibar etmeyin.

        - Yağı kullanmadan önce bir kâğıda damlatın. Öz yağ ise 20 dakika içinde uçması gerekir. Eğer leke bırakıyorsa sentetiktir.

        - Üretim ve son kullanma tarihine bakın.

        - Depresyondan uzaklaşmak ve neşelenmek için turunçgiller yağı, hafıza güçlendirmek için limon yağı, bir konuda net bir karar alabilmek için çam yağı, kolay öğrenmek ve hızlı idrak için nane yağı kullanmak işe yarıyor.

        - AVM’lerde ve dükkânlarda sıkça kullanılan şekerli kokular (vanilya, tarçın, incir) kişiyi tüketmeye teşvik eder. Satın almayacağınız varsa da alırsınız, aman dikkat!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar