Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2 haftadır kafama takılan bir durum var. “Bu nedir?” diye kendi kendime soracağıma gidip doktora sorayım dedim. Az biraz tedirginim...

        Hastaneye girdim, doktorun odasını ararken bir kahkaha duydum. Bir de ne göreyim; dipte bir konferans salonu, sahnede Nilgün Belgün, almış yanına 4-5 uzman doktoru ‘Her Daim Genç Kalmak’ üzerine sohbet ediyorlar. Espriler havada uçuşuyor. Belgün herhalde bu konuda yorum yapabilecek en doğru isim. Yakından tanıyan biri olarak, 64 yaşındaki Belgün’ün her konuda benden çok daha genç olduğuna yemin edebilirim.

        ‘YARI YOLDA KALMAYIN’

        Liv Hospital’ın konferans salonunda düzenlenen etkinlikte, uzmanlığı üroloji, jinekoloji ve psikiyatri olan doktorlar genç kalmanın bilimsel hikâyelerini paylaşırken, Belgün’ün söyledikleri salonda bulunan herkesi düşünmeye sevk etti: “Genç kalmak yüzümüzü gerdirmekle olmuyor. Önemli olan ruhunu ve bedenini sağlıklı tutmak. Midene çöp kutusu gibi her bulduğunu atmaman gerekiyor ya, ruhuna da öyle. Genç kalmak istiyorsanız, en az bedeniniz kadar ruhunuzun sağlığı da önemli. Mutluluğunuzu dış etkenlere bağlarsanız hep yarı yolda kalırsınız. İşiniz, paranız, aşkınız bir gün sizden gidebilir. Mühim olan, her koşulda ruhunuzun mutluluğunu koruyabilmeniz. Ben mutluluğumu hiçbir zaman dış etkenlere bağlamadım. Her koşulda içimde çok mutlu bir kadınım. O yüzden de yaşlanmıyorum.

        Kendi randevum için doktorun yanına giderken, rahatsızlığımla ilgili tüm tedirginliğimi üzerimden atmış, “Aman neyse ne, doktor olan o nasılsa, o düşünsün bu saatten sonra” düşüncesindeydim. “Mutluluk içimizde” diyorlar ya, boşuna söylemiyorlar...

        ‘Terbiyesiz insan ruhsuz cesettir

        GANİ Müjde’nin yeni kitabı ‘Nbr Canım’ın arka kapağında diyor ki; “Resimli Ülkü takviminden Google Calendar’a ne ara geçtim ben ya diyenler, yalnız değilsiniz.” O küçücük takvim yaprakları bana koca bir dünya gibi gelirdi. En çok görgü kurallarını okumayı severdim. Nereden bileyim bir gün bunların öneminin kalmayacağını hatta görgüsüzlüğün prim yapacağını?

        NEFES ALDIRAN KELİMELER

        Kitaplığımın en kıymetlilerindendir Turan Aziz Beler’in çevirisiyle 1942’de basılan Dr. Gottfried Andreas’a ait ‘Görgü’ kitabı. Arada bir okuyup kelimelerin arasında nefes alıyorum. Kitaptaki “Münakaşalar, hele kadınla erkek arasında çok çirkindir”, “Her türlü sanatkârı alkışlamak lazımdır. Alkışlamadan durmak sanata hürmetsizliktir”, “Cemiyet içinde mutlak hürriyet yoktur. Cemiyetin koymuş olduğu kaidelere riayet şarttır” cümleleri içimi ısıtıyor.

        “Terbiyesiz insan, ruhsuz cesettir” diyen kitaba göre, günümüzde cesetlerle yaşıyoruz...

        KURS VAR DA NEYE YARAR!

        International Etiquette&Protocol Academy of London’un kurslarına gitmeyi de çok istiyorum. İş hayatında, sosyal hayatta, ülkelerarası ilişkilerde neye ihtiyacınız varsa öğretiyorlar. Gerçi öğreneceğim de neye yarayacak? Kendim çalıp kendim oynayacağım. Metroda ben inmeye çalışırken “Çekilsene be kadın” diye üzerimden geçerek binmeye çalışan, içeride “Pardon, geçebilir miyim?” dediğimde “Geç geç, nereye geçeksin bakalım?” deyip terslenen adama hangi toplumsal protokolü uygulamalıyım kısmının cevabı yok ki dünyada...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar