Sahnede mutluluk var
ATA Demirer’in 2014 yılında çıkardığı ve hâlâ döne döne dinlediğim ‘Alaturka’ albümünden şarkıları canlı canlı dinlemek gibisi var mı? Sonunda gidebildim ‘Ata Demirer Gazinosu’na...
Taşkın Sabah Orkestrası ile birlikte çıktığı Beşiktaş Kültür Merkezi sahnesinde bir yandan birbirinden çok farklı tarzda şarkı söylüyor, diğer yandan tiplemeler yaparak kendi hikâyelerini anlatarak izleyeni mest ediyor Demirer.
UZUN ZAMANDIR BÖYLE GÜLMEMİŞTİM
Ülkenin durumu mu benim ruh halim mi bilmem, çok uzun zamandır böylesine içten kahkaha atmamıştım. Nasıl iyi geldi bana...
Hele de Demirer’in şarkı arasına sıkıştırdığı diyetisyen maceraları... Tamamını anlatsa kitap olur.
Yıllar önce bir kanalın ana haber merkezinde televizyon muhabirliği yaparken, ünlü oyuncunun diyetisyen kontrolünde hayli zayıfladığı haberini almıştık. Kendisini hemen ana habere konuk almalıydık! Diyetisyene ulaşmak kolaydı da basına her zaman mesafeli duran Demirer’i ikna etmak o kadar kolay olmamıştı.
‘MAKARNAYA ŞAŞIRMAZ Kİ BENİM MİDE’
Sonra yine kilo aldı Demirer, yine verdi, yine aldı... Pek çoğumuz gibi...
Şovunda, diyetisyenlerin vücudu şaşırtmakla ilgili verdiği taktikleri ti’ye alan ve makarna stratejisini sahnede canlandıran Demirer hepimizi gülmekten kırıp geçirdi.
Bir de şu açık havada balıkçıya gidip de kedi görünce uzaylı görmüş gibi kaçan kadınları, kedilerin ağzından öyle tatlı anlattı ki...
ATA DEMİRER GAZİNOSU PEK YAKINDA!
Kâh Zeki Müren, kâh Bülent Ersoy ama en çok Ata Demirer olarak eşsiz bir gece yaşattı izleyicisine.
“Keşke bu gazino, gerçek bir gazino ortamında olsa” diye iç geçirirken, Demirer müjdeyi verdi. Böyle bir projeyi yakın bir zamanda Uniq İstanbul içinde hayata geçirmeyi planlıyorlarmış.
Her şovunda farklı şarkılar söyleyen sanatçı bizim gittiğimiz gece ‘Sitem’i söylemedi diye çok üzüldüm ama belki sizler bu gece ya da 30 Mart’ta yine BKM sahnesinde gerçekleşecek gösterilerinden birine gidersiniz, dinlersiniz.
‘Sitem’i söylerse, beni anın...
Bunu kendinize yapmayın
FARKINDA mısınız, Kaan Tangöze çıktı aradan, biz Seçkin Piriler ile Kıvılcım Ural’ı konuşup duruyoruz. Sanırsın onlar evlendi, onlar birbirini aldattı, sonra da onlar ayrıldı... Birbirlerine gönderme yapmalar, laf sokmalar, birbirini küçük düşürmeye çalışmalar...
Önceki gün bir kafede karşılaşmışlar, saatlerce birbirlerini beklemişler o gitsin diye... Yarışma mı bu, en uzun süre bu sinir harbine dayanana ödül mü var? Yahu adam gitmiş zaten, siz hâlâ neyin peşindesiniz?
Bir kadından bir başka kadına giden adam, zaten o kadından da başka bir kadına gidecektir. Bu kısmı belli. Bir derdiniz varsa adamla halledin. Sizin birbirinize karşı bir sorumluluğunuz yoktu ki, adamın vardı sorumluğu, sözü.
Bunu kendinize neden yapıyorsunuz? Neden hem adamın gözünde hem de toplumun gözünde kendinizi bu duruma düşürüyorsunuz?
