Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ekonominin göstergeleri ile “hane halkı”nın “borçlanma eğilimi” arasında “doğru orantı” var. İşsizliğin artması, yüksek enflasyonla maaşların erimesi ve artan hayat pahallılığı; ailelerin harcama yapabilecekleri gelirini azaltıyor. Bu sürecin doğal sonucu; ailelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için borçlanmaları oluyor.

        Merkez Bankası’nın yayınlandığı “Yılın Son İstikrar Raporu”na göre; “hane halkı”nın bankalara 491.8 milyar, finansman şirketlerine de 15.2 milyar lira borcu var. Ailelerin TOKİ’ye borcu ise 16 milyar lira. Bu arada; vatandaşın bir yılda yüzde 19.2 oranında bir artışla 206 milyar lirayı bulan ihtiyaç kredisi borcu; toplam borcun yüzde 38’ini oluşturuyor.

        Bu tablonun açık anlatımı; ekonomideki “istikrarsızlık” sonucu vatandaşın yaşamını sürdürebilmek için borçlanmak zorunda kalmasıdır. Nitekim; Merkez Bankası’nın verilerine göre, vatandaşın son bir yılda borcu 77.3 milyar lira arttı ve 29 milyon yurttaşın banka ve finansal kurumlara borcu 541.7 milyar lirayı buldu.

        Ayrıca; ailelerin konut kredisi borçları son bir yılda yüzde 19 oranında bir artışla 204 milyar lirayı bulurken kredi kartlarından oluşan borçları da 95.8 milyar liraya ulaştı.

        Öte yandan; Türkiye Bankalar Birliği’nin Eylül ayı raporuna göre, bankalara bireysel kredi ve kredi kartlarıyla borçlanan kişi sayısı da 3 milyonluk bir artış gösterdi.

        ŞİRKETLER KISKAÇTA

        Vatandaşlar gibi şirketleri de “yüksek borç “ zorluyor. Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD) “Ekonomik Görünüm 2017” raporunda “çok sayıda şirketin artan borçları dolayısıyla sıkıntıya girdiği”ni vurguladı. Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)nün raporunda ayrıca; “döviz cinsinden borçlar, yükselen cari açık, ekonomik ve siyasi belirsizlik” konularında da “uyarı” ve önerilerde bulunuldu.

        Bu arada; raporda “çok sayıda firmanın borç sıkıntısı içinde olduğu, ek borçlanma ve yatırım kapasitelerinin düştüğü” ifade edildi. Öte yandan; büyüme ivmesini korumak için iş dünyasının ve “hane halkı”nın duyarlılığının dikkate alınmasının öneminin vurgulandığı OECD raporunda, “yapısal reformlar, mali şeffaflık ve düşük enflasyon güveni ve yatırımları artırmaya yarar.”denildi.

        Sonuç olarak: Vatandaşların da, şirketlerin de “aşırı” borçlanmaları; geleceği “ipotek” altına alır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar