Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin demokratik imajını korumaya özen göstermeliyiz.

        Gazetecilerin tutuklanması, Basın ve ifade özgürlüğü konusunda ülkemizin ulusal ve uluslararası düzeyde tartışılır olması; demokratik imajımızı zedelediği gibi yapılan iyi işler de bu eleştiriler ve yaratılan olumsuz algının gölgesinde kalıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Uluslararası Basın Enstitüsü ve yabancı basın; gözaltına alınan ve tutuklanan gazetecileri “malzeme” olarak kullanıp ülkemizi sert bir üslupla eleştiriyorlar.

        Bu çoğu “haksız” eleştirilere elverişli bir ortam hazırlamaktan özellikle kaçınmalıyız. Basının özgürlük alanı ve ne kadar geniş olursa; ulusal çıkarlarımızı “güç birliği” ortak paydasında o ölçüde etkili bir şekilde savunup koruruz. Gerçek olan şu ki; basın özgürlüğü diğer özgürlüklerin de temelidir. Basın özgür değilse; öteki özgürlükler de yaşam alanı bulamaz.

        İLİŞKİLER ZEHİRLENİYOR

        Basın ve ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı konularına ilişkin Türkiye’ye yönelik eleştirilerin yoğunlaşması; Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin kötüleşmesine, zehirlenmesine neden oluyor. Buna “engel” olmak zorundayız. Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne yakınlaştırmak istemeyenlerin ekmeğine yağ sürmeyelim. AB’den uzaklaşırsak, 3.Dünya ülkesi gibi algılanırız. AB ile müzakerelerde ilerleme sağlarsak; bu ülkemiz açısından “referans” olacağı gibi; Türkiye İslam ülkeleri için de ilgi odağı, cazibe merkezi olur. Bu arada; basın özgürlüğü kurumsal olarak basının, meslek olarak da gazetecinin özgürlüğü değil, halkın haber alma ve bilgi edinme hak ve özgürlüğüdür.

        Fransız Yazar Albert Camus, “basın iyi ve kötü olabilir, ama; basın özgürlüğü yoksa, basın sadece kötü olabilir”diyor. Fransız aydınlanma çağının yazarlarından Voltaire de, basın özgürlüğünü “yazdıklarınızdan nefret ediyorum, ama; yazmaya devam etmeniz için canımı veririm.”sözüyle anlamlandırıyor. Atatürk de, basın özgürlüğünün vazgeçilmezliğini vurgulamak için “basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilme vasıtası, yine basın özgürlüğüdür”diyor.

        Türkiye’nin demokratik imajını gölgelemek açısından “yargı bağımsızlığı” ve “adil yargılama” önemli bir parametredir. Fransız Anayasa Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci Duvarger’in dediği gibi “Adaletin olmadığı bir ülkede herkes suçludur.”

        Sonuç olarak: Suçluların güçlü olduğu ortamda suçsuzlar güvende olmaz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar