Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İhracat artışına sevinelim, ancak; ithalattaki artışa da dikkat edelim. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre; 2017 yılının ilk yarısında ihracat gelirimiz 77.4 milyar dolar, buna karşılık ithalat giderimiz ise 108.3 milyar dolar. Böylece oluşan dış ticaret açığımız; 30.8 milyar dolar. İthalat giderimizden ihracat gelirimizi çıkardığımızda aradaki fark, 30.8 milyar dolar. Bunun anlamı; ihracat gelirimiz ithalat giderimizi karşılamaya yetmiyor. Böylece 30.8 milyar dolarlık bir “açık” oluşuyor. Buna dış ticaret açığı deniyor.

        Ekonomimiz fert başına düşen milli gelirde “10 bin dolar tuzağı”na yakalandığı ve bu “tuzak”tan çıkamadığı gibi; ihracatta da yıllık “150 milyar dolar ihracat tuzağı”na girdi.

        Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) rakamları; 2016 yılı ihracatımızın 142 milyar dolar, 2017 Haziran’ından geriye 12 aylık ihracatımız da 147 milyar dolar. Bu arada; 2012 yılında da 152 milyar dolarlık ihracat yapmıştık.

        Görüldüğü gibi; ihracatta bir “kısır döngü” içindeyiz, bir türlü de “sıçrama” yapamıyoruz. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıklamasına göre 2017 yılının ilk altı ayında ihracatımız %8.18 oranında artarken ithalatımız da %8.70 oranında büyüdü. Böylece; dış ticaret açığımız %10.1’i buldu. İlk altı ayda 30.8 milyar dolar “açık” verdik. Bu tablo; ekonomide “sağlık işareti” tablosu değildir. Daha çok malı “ucuz”a satıyoruz, daha az malı ise “pahalı”ya alıyoruz. Açıkçası; katma değeri yüksek mal üretemiyoruz. Kilo başı ihracat gelirimiz 1.40 dolar ile 1.60 dolar arasında gidip-geliyor. Ayrıca; ihracat ürünlerini çeşitlendiremiyoruz.

        ÜRETİM YAPIMIZ SAĞLIKSIZ

        İhracatımıza sürdürülebilir “ivme” kazandırabilmemiz için ürün çeşitliliğini artırmamız ve dünya pazarlarında talebi olan ürünleri dünya kalitesi ve fiyatıyla üretebilmemiz gerekir. Sağlıklı ve kaliteli büyümemiz için ihracatımızı mutlaka artırmalıyız. İthalata dayalı büyüme modeli, hem kaliteli değil ve hem de sürdürülebilir değildir. Bilindiği gibi; üretim artışı talebe bağlıdır. Dış talep artışı ihracat artışını meydana getirir. Üretimi artırabilmemiz için de yatırım yapmamız ve böylece ihracata ilişkin talebi karşılamamız gerekir.

        Oysa; üretim yapımız ithalat bağımlısıdır. Ürün çeşitliliğimiz azdır, mevcut üretim yapımızla “ucuz” mal satıyoruz, ihracatımızı arttıramıyoruz. Buna karşılık; ithalatımız ihracatımızdan daha fazla artıyor. Böylece; dış ticaret “açığı”mız büyüyor. Bu da; “döviz açığı”nı yani, “cari açığı” tetikleyerek büyütüyor. Cari açık büyüdüğü zaman da ekonomimiz ve dolayısıyla ülkemiz büyüyemiyor.

        Dış pazarlarda alıcısı olan katma değeri yüksek malları üretirsek; ihracatımız artar. Üretim yapımızı ihracata göre yenilemezsek; yılda “150 milyar dolarlık ihracat tuzağı”ndan kurtulamayız.

        Sonuç olarak: Yükte hafif, pahada ağır mal üreterek ihracatımızı arttırabiliriz. Temel sorunumuz; “orta gelir tuzağı, orta demokrasi tuzağı ve yetersiz ihracat tuzağı”dır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar