Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşsizlik enflasyon ve yoksulluk; ülkemizin “can yakan”, “alarm veren” en önemli problemi olmaya devam ediyor. Sosyal huzursuzluğun, gelir dağılımı adaletsizliğinin, yoksulluğun temel nedenlerinden biri; işsizlik özellikle de gençlerin işsizliğidir. Referandum öncesinden hükümetin işsizlikle mücadeleye öncelik vermesine, “teşvik paketi”ni uygulamaya koymasına karşın işsizlik; temel problemlerimizden biri olma niteliğini korumaya devam ediyor.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni devreye sokarak ulusal düzeyde “istihdam seferberliği” başlatması da; geçici çözüm olma noktasından ileriye gidemedi. İşsizlikle mücadelede “kalıcı çözüm”ün anahtarı; ortalama %5 düzeyinde büyüme, üretimin ve ihracatın artmasıdır.

        Bilindiği gibi; iş gücü göstergeleri ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar çerçevesinde şekilleniyor. Ekonominin çarklarının yavaş dönmesi, siyasal belirsizlik, sosyal problemler ve olumsuz dış konjonktür; işsiz sayısının artmasına neden oluyor.

        Öte yandan; büyüme tüketime dayanıyor, yatırım ve verimlilikte artış yok. Düşük kaliteli büyüme enflasyona, işsizliğe ve cari açığa neden oluyor.

        4 GENÇTEN BİRİ İŞSİZ

        Türkiye’nin 800 milyar dolarlık milli geliri, 610 milyar dolarlık döviz yükümlülüğü, 350 milyar dolarlık dış ticaret açığı, aylık 11 milyar dolarlık ihracatı, 17 milyar dolarlık ithalatı var. Her yıl 40 milyar dolar açık veriyoruz. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 6 aylık ithalatımızı ancak karşılıyor, ya da Merkez Bankası’nın döviz rezervi bir yıl içinde vadesi gelen 164 milyar dolarlık borcun %70’ini karşılıyor.

        Bu arada; İMF, Nisan raporunda Türkiye’nin 2017 ekonomik büyüme tahminini %2,5’a düşürdü. İMF raporunda ayrıca; “gelişen ve yükselen Avrupa ekonomilerinde ekonomik görünüm göreceli elverişli; Türkiye haricinde” notuna yer verdi.

        Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)nun verilerine göre işsizlik oranı Ocak ayında %13’e fırladı. Bir başka anlatımla işsizlik; 7 yılın zirvesinde. Bu işsizlik oranı Şubat 2010 döneminden sonraki en yüksek seviye, işsiz sayısı da 4 milyon sınırına dayandı. En önemlisi; 15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı %24.4’ü buldu. Her 4 gençten biri 2017’ye iş arayarak girdi.

        Bu arada; Aralık 2016 döneminde inşaat sektöründe 105 bin kişi işini kaybetti. Bunun anlamı; inşaattaki durgunluktur. Stokta biriken konutların 20 yıl vadeli ve düşük faizli kredilerle eritilmesine dönük politika; durgunluğu gideremeyeceği gibi, yeni krizlere de neden olabilecektir.

        Sonuç olarak: Büyüme olmadan, üretim ve ihracat artmadan işsizlik; problem olmaya devam eder.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar