Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EN akıllı kadın arkadaşlarım bile Meryem Uzerli'nin sözleri üzerine Can Ateş'e ve onun kisvesinde kalplerini kıran erkeklere ateş püskürdü. Şaşkınım.

        Oysa, herkes seçimlerini yaşar. Bunda karmaşık bir şey yok. Elbette hayal kırıklıkları, öngörülemeyen durumlar da insan için. Üzülebiliriz. Ama tablo, işin başından iyi kötü bellidir. Yani atom parçalamıyoruz ki. Anlamıyorsan da kendini sorgulayacaksın. Çok acımasız görünebilir dediğim, ama aslında hiç değil. Üstelik pratikte çok işe yarar. Lütfen deneyiniz.

        Galiba bazen çok basit gerçekleri bir daha bir daha söylemek lazım. Söylerken utansak da söylemek lazım. Çünkü gerçekten atomu parçalamaya çalışan, jet uçuran, uzaya çıkan kadınlar daha az şikâyet ediyor hayatından yahu!

        'SÜREKLİ YANLIŞ ADAM SEÇİYORUM'

        İstediğiniz gibi davranmayan ama "davranacakmış gibi duran" (kime göre neye göre, vaat ettikleri bile insanın kendisi kadar gerçek olabilir mi) insanları yalancı, kötü, kalp kıran ilan etmek yerine kendinizi tartsanız bu deneyimi sadece bir defa yaşarsınız. Oysa "Sürekli aynı şeyleri yaşamaktan yoruldum. Hep yanlış erkekleri seçiyorum" diyen kadınları o kadar çok dinledim ki. Tabii "Sorun sende" demek işe yaramıyor. "Biliyorum evet aslında" diyor ama bildiği bir şey yok. Neden mi? Çok basit sebepleri var.

        Kendisini tavlamak için edilen bütün iltifatlara yüzde 100 inanmış. Hepimiz "çok güzeliz" değil mi? Hı hı.

        Hepimizin, özellikle gözleri var ya ohooo çok manalı.

        Çok seksi, çok akıllı, çok çok çok'uz. Ahh be kızlar! Kendine güvenmek iyi de bir de ayna gibi dostumuz var. Kendini bilmek de güvenmek kadar kıymetli.

        İlişkinin başında, muhtemelen bir sevişmenin ardından (erkekte IQ sıfıra yakınken) "Biz şimdi neyiz?" diye soruvermiş, cevaba da inanmış.

        Artık o erkek için dünyadaki bütün kadınların bir hiç, kendisininse bir numaralı kadın olduğuna emin

        olmuş. Nedense?

        "Tabii tabii sevgilimsin hayatımın kadınısın" diyerek evini temizleten, yemeğini yaptıran erkekler tanıyorum. "Ayıptır şerefsiz!" dediğimde "Yani ne yapayım, ille de kendisi istiyor ilgilenmek" cevabını alıyorum. Üzülüyorum.

        Size ne kızlar elâlemin adamının düzeninden? Daha tanıyalı olmuş 2 ay, adamın evini hayatını düzenleyeceksin? Ne alaka? "Ne şahane, tam da evlenilecek kadın" diyecek sanıyorsan çok yazık. Çok. Tek derdin kabul görmek mi?

        HAZIRSAN HERKES DÜRÜSTTÜR

        Aslında teoride çok iyi biliyorsunuz değil mi, herkes, doğruları gerçekten duymak istersen dürüsttür. Erkekler diyorlar ki "Kaçmasın diye 'Neyiz biz şimdi' diyen kadınlara 'Sevgiliyiz işte hayatım canımın içi aaa' diyoruz."

        Bunu bir kadın kendine neden yapar? Durumu kendi açısından belirlemek yetmez mi? Asıl seçici kadın değil mi?

        Bu arada bazı erkekler de durumdan vazife çıkarıp "E bu Can da adam değilmiş. Gelsin ben Meryem'e nikâh da yaparım çocuğu da nüfusuma alırım" türünden saçmalamaya başladı. Kadının da derdi buymuş gibi... Arkadaşlar delikanlılığınızı kendi hayatınızda gösterin, başkalarınınki üzerinden prim yapabileceğinizi zannederek söyledikleriniz biraz komik görünüyor burdan.

        Çocuk istismarı, tecavüz ve kadına yönelik şiddet konularının Meryem Uzerli-Can Ateş kadar ilgi görmediğini söyleyerek duyarlılık yarışına girenler de oldu. Elmalarla armutları toplayarak hangi konuya ne derece emeğiniz geçmiş meraktayım. Sizi klavye duyarlıları!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar