Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her yıl olduğu gibi bu bayramda da çalışanlar tatili uzattı. Önceki haftasonundan ekle, sonraki haftasonundan ekle derken günlerce tatil yapılıyor. Bir pazar araştırmasına göre, bayram haftasında tatilciler konaklama için 100 milyon TL harcamış. Geçen yılki Ramazan Bayramı dönemine göre yüzde 50 artış olmuş. En çok tercih edilen lokasyonlar ise sırasıyla Bodrum, Alanya, Side ve Kemer. Bodrum'u daha çok bekarlar, Alanya ve Side'yi ise uygun fiyatları nedeniyle çoğunlukla çocuklu aileler tercih etmiş.

        Oysa hepimiz en çok tercih edilen tatil yerlerinin Çeşme-Alaçatı, Bodrum Gümüşlük olduğunu zannediyoruz. Anlayacağınız gazete sayfalarına yansıyan Alaçatı, Bodrum kareleriyle Alanya ve Side tatilcilerinin kareleri çok farklı aslında. Ülkenin büyük kesiminin tercihleri başka. Sebebi de çok açık, fazla düşünmeye gerek yok. Vatandaş, merak ettiği ünlülerin gittiği yerlere gitmek istiyor ama 70 liraya çorba içip 64 liraya lahmacun yemeyi göze alamıyor. Basit bir hesapla dört kişilik bir ailenin bir öğünü asgari ücrete denk geliyorsa zaten ortada düşünecek çok şey yok demektir.

        Geçenlerde bir arkadaşım "Tatilde de İstanbul'daymış gibi hissettim kendimi. Adım başı tanıdık. Her şey de çok pahalı üstelik. Mekan sahibi arkadaşlar özellikle fiyatları yüksek tuttuklarını, 'herkes'in gelmesini istemediklerini, müşterilerin rahatsız olup kaçmasından korktuklarını söyledi" dedi. Yani mesela, bu sayede atıyorum Eda Taşpınar, tatildeyken ev işlerinde çalıştırdığı kişilerle karşılaşmıyor.

        İşte bu. Pek kimselerin dile getirmek istemediği bir gerçek. Bence hiç kaçınacak bir şey değil, işte belli ki sonuçta "ayrı tatillerin insanıyız". Ne olacaktı?

        Rakı, balık, şiir, sohbet: Ayvalık

        Bütün işinin, başkasının kazandığı (eşi, babası) parayı harcamaktan ibaret olduğunu düşündüğünüz kadınlara haksızlık ediyorsunuz. Hakkında aynen böyle düşündüğünüz kadınlardan birkaçı arkadaşım. Hayatları hiç de çanta ve ayakkabı markalarından, nerde ne yediklerinden, tekne maceralarından, yurtdışı seyahatlerinden ibaret değil. Mesela aralarında, bu haberi yazmamı bekleyenler var.

        Gerçekten merak edenlere bildirmiş olayım: Ayvalık'ta yazarlık atölyeleri başlıyor. Onuncusu düzenleniyor. Tabii ki sizi şıp diye yazar haline getirecek bir mucize sunduklarından değil ama usta yazarlarla tanışıp bir şeyler kapmak isteyenler için güzel bir imkan. Üstelik deniz kenarında geçirilecek "entelektüel" birkaç gün herkese iyi gelir sanıyorum. Mario Levi, Mine Söğüt, İnci Aral, İlber Ortaylı gibi nice isim var atölye ve söyleşilerde. Ücretsiz olan Ayvalık Kültür Sanat Günleri hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler Neslihan Acu'ya ulaşmalı: neslidost @gmail.com

        Fotoğrafı çeken başka, ödülü alan başka

        "Kadın Gözünden Kareler" bir fotoğraf yarışması. Bu sene yarışmayla ilgili fena bir hata yapıldı. H. Bahar Kaleli adlı İFSAK üyesi bir yarışmacının fotoğrafı jüri tarafından sergilenmeye değer bulundu ama başka bir isimle duyuruldu ve sergilendi. Yarışmayla ilgili basılan albümde de aynı hata devam ettirilmiş. Eser sahibi Kaleli, yarışmayı düzenleyenlere ulaşmaya çalışsa da hiçbir cevap alamamış. Tabii ki dava yolu açık. Ama tabii ki bu tam bir rezalet... Ancak ne ilk ne de son. Ben yine de takipçisi olacağım. Bakalım ne olacak.

        Kendi evinde kendi ayakkabını yap

        3D print teknolojisi aldı başını gitti. NASA'nın bile yatırım yaptığı, Obama'nın övgüler düzdüğü, protez vücut geliştirmeye bile yarayan, Massachusetts'te doktorların üç boyutlu 3D yazıcı ve koyun kıkırdak hücrelerini kullanarak yapay kulak geliştirdiği bir teknoloji bu. Epey oldu, İKSV'nin Tasarım Bienali için örnek bir makine getirmişlerdi, çok da ilgi görmüştü. Kalıp çıkarma işlerinde zaten uzun zamandır kullanımda olan bu teknoloji, artık evlere de girdi.

        En son bu makinelerde ayakkabı yapılabildiğini öğrenince ben de heveslendim. İnsanın kendi ayakkabısını tasarlayıp yapabilmesi çok eğlenceli gelmiyor mu size de?

        CubeX makinesini satın alıp, gerekli programları yükleyip kendi tasarımlarınızı hayata geçirebilirsiniz.

        Sezenciler için, özel...

        Sezen Aksu, uzun yıllardır kısa saçlarını topuz yapmanın yollarını buluyordu ama saçları hem kısaydı. Yani biz öyle zannediyorduk. Minik Serçe'nin saçları meğer uzuyormuş. Başkaları için küçük ama Sezenciler için büyük bir haber. İşte buyrun bu da Yaşar Gaga'nın Instagram'da paylaştığı fotoğraf. Kaynak yok, ekleme yok, orijinal Sezen Aksu saçı...

        Hypoxi İstanbul'da da var

        Dün Esin (Övet) Hypoxi sayesinde daralıp güzelleşen, ekranlara kendisini hazırlayan isimleri yazdı. Beyaz ve Gülse Birsel de onlardanmış. Sapanca'ya gidiyorlarmış. Aklıma geldi de söyleyeyim dedim: İstanbul'un göbeğinde, Valikonağı'nda da var bu imkan. Başka şubeleri de var. Yerin adı City Sun. Dergiciler, gazeteciler, oyuncular, sosyetikler, ikoncanlar, kimi ararsan orada. Bir ara ben de Yalan Dünya dizisinin birkaç oyuncusuna denk geldim hatta. Daha kimler kimler... Ama dengeli beslenip spor yapmadıktan sonra her şey hikaye. Hypoxi de aynı hesap. Mucize değil, boğazınıza dikkat etmeden incelmeye imkan yok. Peşinen söyleyeyim. Bu arada Nişantaşı'ndaki şubelerinde gerçekten dünyanın en güzel ve güleryüzlü uzmanları çalışıyor, eklemeden geçemeyeğim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar