Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir gün A Milli Takım maçlarını izlerken ekran başında ölüp gideceğiz!

        Hırvatistan maçının son 10 dakikası kasırga gibi büyük gelgitlerle geçerken, umarım kalplerimizde kalıcı hasar bırakmamıştır.

        Tam bir kader maçıydı.

        Bir beraberlik bile futbolumuzu tam bir kaosun içine atacak, Dünya Kupası hayallerimize son verecekti. Ancak ve ancak 5 yıl sonrasının hesaplarını yapacaktık.

        Şimdi ise bir koskoca bir umudumuz var.

        Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Genç ve diri bir kadro olunca her şey mümkün olabiliyor. Birkaç tecrübeli oyuncuyla harmanlanan Milli Takımımız Ukrayna maçından bilmem kaç gömlek daha iyiydi. Üstelik rakip de Ukrayna’dan yine bilmem kaç gömlek daha iyi bir takımdı.

        Doğrusu benim hiç umudum yoktu. Hatta milyonların umudu yoktu.

        Ancak şunu hesaplayamadık.

        Lucescu’nun ne kadar usta ve satrancı iyi bilen bir teknik direktör olduğunu unuttuk.

        Hakan Çalhanoğlu’nun yerinde oynayınca ne büyük bir usta olduğunu, Nuri’nin tecrübesini, Mehmet Topal ile Çağlar’ın bu kadar uyumlu olabileceğini, Cenk’in usta vuruşlarını bence Hırvatistan da hesaba katmadı.

        Hele hele büyük maçlarda hep kayıp olan ama hep umutla parlamasını beklediğimiz Oğuzhan’ın ilk kez futbolunda bu kadar zirve yapacağını hiç düşünmedik. Cesur, öz güvenli, sakin Oğuzhan neler yapabileceğini bize bu maçta gösterdi. Gösterdi ama bunu her maçta kendisinden beklemekte farz oldu.

        Lucescu bir maçta takımımızı her şeyiyle çözmüş. Taşları hep doğru yerlere koydu. Doğru tercihlerde bulundu. Doğru değişiklikler yaptı. Yıllar önce Hasan Şaş, Lucescu için şöyle demişti: “Bize rakibi o kadar iyi anlatıyordu ki yiyecebileceğimiz golü bile tahtada çizerdi. Biz bazen tek kulakla dinlediğimiz için onun dediği şekilde aynı yerden golü yerdik. Rakibi öyle iyi analiz ederdi.”

        Dün milli futbolcularımız da aynı şeyi söyledi. Hoca belli ki dersine çok iyi çalışmış ve rakibin dakika dakika neler yapacağının haritasını çıkarmış. Ve tabii en önemlisi; futbolcularımız taktik disiplin açısından en üst düzeye çıktılar. Uzun zamandır ben Milliler’in taktik disiplinde bu kadar zirve yaptığı maç hatırlamıyorum.

        Kaan ve Çağlar’ı çok beğendim. Hakan’a hayran oldum. En önemlisi takım halindeki mücadeleye bittim. Ortada müthiş bir özveri ve inanç vardı. İnanınca neler yapabileceğimizi çok iyi gösterdik.

        Umarım bu böyle devam eder.

        **************

        ESKİŞEHİR SEYİRCİSİ:

        Tartışmasız Türkiye’nin en iyi milli takım seyircisi. Bence tartışmaya bile açık değil. Kendilerini ayakta alkışlıyorum ve tebrik ediyorum.

        **************

        CENK

        Her zaman dudak büktüğüm bir golcü. Ama artık fikrimi kesin olarak değiştirdim. Bundan sonra ne olursa olsun benim için iyi golcü. İyi bakın o golü öyle herkes atamaz. Tam bir golcü vuruşuydu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar