Tudor felsefesi

Böyle topçulara bayılırım.

Örneğin Gomis.

İlk gole bakın. Bütün fizik gücünü kullanıp yaptığı tek vuruş müthiş bir striker vuruşu. Kaleci hiçbir şey yapamaz. Yapma şansı yok. Hırsı, heyecanı, enerjisi üst düzey. Topçunun böylesi makbul. Seyirci motivasyonu için bulunmaz bir nimet.

Gelelim ikinci gole. Linnes’in inanılmaz pası. Ve ardından önlenemez bir tek vuruş. Daha doğrusu usta vuruşu. Bugüne kadar hazırlık maçlarında çok fazla kendini gösteremedi ama ona olan düşüncemi asla değiştirmedi. Gomis bu sezon 15 gol garanti atar. Daha fazlasına da şaşırmayın.

Ve Belhanda. Belki kendisinde Sneijder esintileri göremedik. Ama attığı gol bize müthiş ipuçları veriyor. Tamam Gomis’in pası mükemmel ancak Belhanda’nın vuruşundaki inceliği tekrar tekrar izlerseniz rahatlıkla görebilirsiniz. O gol size basit gibi gözükebilir ancak her babayiğidin atabileceği bir gol değil. Belhanda’nın verdiği bu ipucunu görmemezlikten gelemeyiz.

Genel olarak baktığımızda ise Galatasaray’ın farklı ve heyecan dolu kadrosuyla Sarı-Kırmızılılar’ın son yıllarda görmediğimiz bir şekilde hırslı ve ısıran futbolu daha henüz başta dikkat çekti. Eğer karşınızda Kayseri gibi yetersiz ve sıradan takım varsa sadece bu istek bile maçı kazanmaya yeterli olabilir. Sanıyorum bu seneki Tudor felsefesi de bu olacak. Dişleriyle ısıracak, elleriyle koparacak, ayakları ile rakibi bitirecek. O yüzden sayın Dursun Özbek yönetimine şunu söylemek isterim. Asla ve asla dolmuşa gelmeyin ve bu felsefenin peşini bırakmayın. İlerleyen haftalarda bu arzunun yanında, birliktelik ve yeni transferlerin pozitif birleşimiyle durdurulamaz bir Galatasaray ortaya çıkabilir.

Ama tabi birkaç uyarıda yapmak gerekiyor. Eğer Galatasaray bu oyununu geliştirirse kesinlikle zirveye ortak olur. Ancak yaratıcılığını biraz daha arttırmalı. Daha kontrollü oynamalı. Savunmayı güçlendirmeli.Selçuk’tan asla vazgeçmemeli, Kayseri’nin çok kötü olduğunu unutmamalı, gelecek maçlarda çok daha dikkatli olmalı, tabii ki havaya girmemeli. Ve mücadeleci yapısına takım uyumunu da eklemeli. Ama geçtiğimiz yıllara bakınca taraftarı her türlü heyecana sürükleyecek bir görüntü var ortada. Bunda da yapılan transferlerin nokta atışı olması çok önemli.

Ben Fernando’yu çok beğendim. Ndiaye dikine oynayan etkili bir oyuncu. Muslera’nın kaptan olması kesinlikle doğru bir karar. Linnes ve Rodrigues yeni transfer gibi. Mariano ise Galatasaray’ın yıllardır aradığı sağ savunma oyuncusu.

**************

MAİCON

Herkesin biraz şüphesi vardı ama bu maçta o şüpheleri yok etti. Önemli bir oyuncu olduğunu ilk maçta gösterdi. Ama kesinlikle yanına Serdar Aziz’den daha iyi bir stoper lazım.

ÖSTERSUNDS

Gel de yanma bu maça. Ben bu elenmeyi affedemiyorum. Galatasaray gibi bir takım Tarık Çamdal ile bile oynasa o turu geçmeliydi. Şimdiden söyleyeyim. Galatasaray önümüzdeki haftalarda ortaya çıkacak olan takımı gördükçe bu maça daha fazla yanacak.