Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Otomobilleri sadece dış görünüşlerine ve kilometre kadranındaki en büyük rakamın ne olduğuna bakarak değerlendirenler için emisyon, CO2, NOX gibi kavramların Çince gibi gelmesi gayet anlaşılırdır. İşin ilginci bu kavramlar sadece otomobilleri egzozlarından çıkan seslerden tanımayı sevenler için değil, egzozlarından çıkan gazlarından ötürü engellemeye çalışanlar için de öyle bir çırpıda açıklanabilir değiller.

        Gerçi her kafadan bir ses çıkıyor ama sorsanız bu işi iyi bildiğini sandığınız kişiler bile emisyon değerlerinin örneğin 2021 yılında ne olacağını, 2030’a gelindiğinde nereye düşeceğini söylemekte zorlanır.

        Bu rakamları gerçekten bilenler ise kabullenmekte zorlanıyorlar. Her yıl 400 bin kişinin hava kirliliğine bağlı sebeplerden öldüğünün açıklandığı Avrupa’da, emisyon değerlerinin 2030 yılında ne olacağına ilişkin karar geçen yılın son günlerinde açıklandı.

        AB Komisyonu, otomobil üreticilerinden 2030 yılına dek karbondioksit emisyonu yüzde 30 daha düşük otomobiller üretmesini istedi. Buna göre otomobil üreticilerinin 2030 yılına kadar, 2021 yılına dek izin verilenden yüzde 30 oranında daha az karbondioksit salan otomobiller üretmesi isteniyor. Bu araçların 2030 yılına dek üçte bir oranında daha az yakıt tüketmesi anlamına geliyor.

        Otomobil markalarından 2015 yılında ürettikleri araçlarının ortalama emisyonunun kilometre başına 130 gram CO2 olması isteniyordu. Bu miktar benzinli araçlarda 100 km’de 5.6 litre, dizel araçlarda ise 4.9 litre yakıt tüketimine karşılık geliyordu. 2016’da devenin atlaması gereken hendek biraz daha uzayıp derinleşti; 118.1 g CO2 /km. Daha bu değerleri sağlamakta zorlanan ya da sağlamış gibi yapıp sonra enselenen markalar ortadayken, komisyon bu kez de 2021 rakamlarını açıklayıverdi: Benzinli araçlarda 100 km’de ortalama 4.1, dizellerde ise 100 km’de 3.6 litre tüketim ve kilometrede 95 gr karbondioksit salımı.

        Endüstri 2016 kriterlerine doğru düzgün uyum sağlayamamışken 2021’in “bu kadar sert” gelmesi büyükleri isyan noktasına getirdi. Hoş kimsenin isyan edeceği falan da yok ama, hükümetlerin de sözlerini geçirmesi biraz zor görünüyor.

        Daha 2021 kriterleri açıklandığında çanak-çömlek patlamışken, 2030 kriterlerinin hayata nasıl geçeceği sahiden büyük merak konusu.

        İşte son zamanlarda otomobil markalarından sıkça duyduğumuz, üretimimizin yüzde şu kadarını elektrikli araçlar oluşturacak açıklamalarının gerçek nedeni de işte bu.

        Hatta AB Komisyonu 2030 yılına dek yeni üretilen otomobillerin yüzde 30’unun elektrikli ya da alternatif enerjilerle çalışan otomobiller olmasını istiyor.

        İşte hal böyle olunca da Avrupa’nın en büyükleri, “Ne kriteri. Biz çevre, alan tanımayız” diyen ülkeleri el üstünde tutmaya başlıyorlar. Başkanlığa gelir gelmez önce çevreci politikalara son veren Trump’ın ülkesinin Avrupalı üreticilerin bunca ilgisini çekmesinin bir nedeni de bu olsa gerek.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar