Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Otomotiv üretimi açısından rekorların kırıldığı bir yılı geride bıraktık. Hem toplamda hem özel olarak binek otomobil üretiminde, hem de ihracatta tüm zamanların en büyük rakamlarına ulaşıldı.

        Henüz 12 aylık rakamlar açıklanmadı ama kasım sonunda ulaşılan 1 milyon 554 bin adetlik üretim ve yine aynı dönemde gerçekleşen 1 milyon 216 bin adetlik ihracat rakamları endüstrinin yüzünü güldürdü.

        Ancak yılın son gününde Otomotiv Sanayii Derneği’nden (OSD) “hayatın gerçekleri”ni hatırlatan bir açıklama, daha doğru bir ifadeyle uyarı geldi. “2017 rekorlar yılı olmuştu belki ama, gelecek yıllarda, hatta hemen bu yıl içinde bu rakamları yeniden görmek pek de mümkün değil” deniyordu OSD açıklamasında.

        Peki, bu kadar başarılı bir yılın hemen ertesinde başarının tadını çıkarmak varken, OSD böyle bir açıklamayı neden yaptı?

        “Çünkü” diyor dernek, “rekabet yoğun, dönüşüm çok hızlı, bu dönüşüme ayak uydurmak şart. Daha da önemlisi otomotiv endüstrimizin en büyük müşterileri Avrupa Birliği ve ABD’de satışlar artık eskisi gibi artmayacak. Dönüşümle birlikte iç pazarımızı geliştirecek önlemler alınmalı.”

        Türkiye’nin ihracat şampiyonu otomotiv, gelecekteki tehlikeye işaret ediyorsa kulak vermekte fayda var elbette.

        Derneğin dikkat çektiği konulardan biri de iklim değişikliği ve bu durumun artık endüstriyi şekillendirmeye başlamış olması. “Hava kalitesi ve enerji verimliliği ile emisyonlar gibi çevresel etmenler, bağlantılı araçlar, otonom araçlar, akıllı hareketlilik ve dijital dönüşüm, iş ortamını hızla değiştiriyor” denilen yıl sonu değerlendirmesinde “yeni teknolojik gelişmelere olan bugüne kadar alışık olunmayan büyüklükte yatırım gereksinimine” dikkat çekiliyor.

        Her ne kadar “Türkiye’de sanayi, teşviksiz kılını kıpırdatmak istemiyor” gibi bir kanaat yaygınsa da otomotiv sanayiindeki dönüşümün kamunun katkısı olmadan gerçekleşmesi de pek mümkün görünmüyor. Çünkü... Çünküsü OSD yıl sonu değerlendirmesinde şöyle anlatılmış:

        “Artık araç parçaları dediğimizde akla motor-batarya-yardımcı sistemler geliyor. Şarj altyapıları, yeni ürün platformları, sanayide dijital dönüşümün getirdiği bağlı fabrikalar ve süreç yönetimi ön plana çıkıyor. Rekabetçiliğin korunması adına dijital dönüşüme ayak uydurmak sanayimiz açısından bir gereklilik haline geldi. Araçlar ve fabrikalar dijitalleşirken işgücünün niteliğinin de bu dönüşüme ayak uyduracak şekilde eğitilmesi öne çıkan unsurlardan biri. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında küresel alanda rekabetçiliğimizin sürdürülebilirliği için bu dönüşüme ayak uydurmamız, bu dönüşümü destekleyecek teşvik sistemleri geliştirmemiz büyük önem taşıyor”.

        Kulak verilir mi, yoksa “Sanayici bizde hep ağlar zaten” denip geçiştirilir mi bilmiyorum, ama otomotiv sanayicilerini bir araya getiren dernek, bundan sonraki başarıyı “ulaşılan hedeflerin üzerine çıkmaktan ziyade elde edilen başarıyı sürdürmek” olarak açıklıyorsa, kibar bir dille “mevcut durum değişmezse ilerleme biter, duraklama başlar” demek istiyordur.

        OSD’nin yıl sonu değerlendirmesi şu çarpıcı cümleyle son buluyor: “Ülkemiz ekonomisi için kritik öneme sahip otomotiv sanayiinin küresel rekabetçiliğin sürdürülmesi için başta iç pazarın büyümesine yönelik önlemlerin alınması gerekir.”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar