Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin otomobili meselesinde, başka pek çok konuda olduğu gibi birbirinden teknik olarak hiçbir farkı olmayan ‘olmazsa utanacaklarla’ ‘olursa utanacaklar’ olmak üzere iki kutup oluştu ve sosyal medyada birbirlerine girdiler. Esas itibarıyla işleri güçleri yok, konudan çok uzak ve en acısı fena halde saldırganlar. Sayıları öyle sanıldığı kadar çok değil ama çoğunluk işinde gücünde olduğu için bunların sayısı çokmuş gibi görünüyor. Yani yerli otomobil konusunu bu arkadaşları görmezden gelerek tartışmakta ciddi fayda var, onu şuraya yazalım.

        Ankara’daki imza töreninde Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmanın metni çok dikkatli kaleme alınmıştı. Bu işlerin ‘hayalle’ başladığını söylüyordu. Başbakan ise gerçeklerin altını çizip, ölçeğin, satış ve pazarlamanın öneminden bahsediyordu. Şurası gerçek, kimse siyasilerden otomobil üretmelerini beklemiyor, onların işi başka. Herkes biliyor ki eğer 2021 ya da 2023 tarihi önemli değil, gelecek 5-6 yıl içinde Türkiye’nin otomobili geliştirilmiş, üretilmiş ve bir satış ağı içinde kullanıcılarına ulaştırılmış olursa, özellikle altyapı ve vergi sisteminde çok büyük bir dönüşüm gerçekleştirilmiş olduğu, yani siyasiler üzerine düşeni yaptığı için olmuştur. Aksi halde bir ya da belki de birden fazla otomobil prototipimiz olur ama olduğuyla da kalır.

        Bu konuda bugüne gelene kadar atılmış olan bütün adımlar çok önemlidir. En önemlisi de Otomotiv Sanayii Derneği’nin 2011 yılı sonunda hazırlayıp, dönemin Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı’na sunduğu rapordur. Rapor o dönem her ne kadar ‘nasıl yapılır değil’ ‘neden yapılmamalı’ raporu gibi algılanıp eleştirildiyse de, bugün o raporu hazırlayan derneğin iki önemli üyesi Kıraça Holding ve Anadolu Grubu’nun da içinde olduğu girişim için hâlâ kıymetli bir kaynaktır.

        Nitekim OSD’nin toplantının hemen ardından yaptığı açıklamada, o raporda ele alınan başlıklara gönderme yapılarak “Dünyada otomotiv eko sisteminin ciddi bir dönüşüm sürecinin içinde olduğu, teknolojik gelişmelerin yeni ürün stratejilerini şekillendirdiği, alternatif yakıt kullanan sistemlere yönelik çalışmaların arttığı bu dönemde ülkemizin yerli markalı araç geliştirme girişimini önemli buluyoruz. Önümüzdeki dönemde daha da şekillenecek projenin ilerleyen süreçlerinde, oluşacak ihtiyacı karşılayacak elektrik şebekesi altyapısı, ülke geneline yayılacak şarj istasyonları, uluslararası düzeyde pazarlama gibi temel unsurların ele alınmasının önem arz eden konular olacağını düşünmekteyiz” denildi.

        Yakından takip edenler bilir ki, otomobil tarihi başarılar kadar başarısızlıklar tarihidir de. Eğer karşılaştıkları ilk zorlukta vazgeçmiş olsalardı bugün pek çok marka hayatta olmayabilirdi. İşin daha ilginci, geçen yüzyıldaki büyük başarılarına rağmen yanlış karar, kibir ve hantallıklarından ötürü pek çok büyük marka da, küçüklerin içinde eridi gitti.

        Son ve belki de en önemli not da şu; Dünyanın bütün büyük otomobil başarılarının arkasında başlangıçta hayal olsa da, asıl o işin uzmanı büyük dehalar var. Böyle bir işte de birden fazla hayalperest zarar verebilir. Yani bundan sonrasını işin ehillerine bırakmakta sonuca hasarsız ulaşma açısından sayısız fayda olabilir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar