Fuarlar için tehlike çanları
Otomobil fuarları eskisi kadar ilgi çekmiyor. Sadece ziyaretçiler değil, markalar da fuarlar yerine başka mecraları tercih ediyorlar tüketicilerine ulaşmak için.
Bunun son örneği dün kapılarını kapatan Frankfurt Otomobil Fuarı’nda yaşandı. Konu önce fuarın açılışında tartışıldı. Çünkü Avrupa’nın en önemli üç fuarından biri olan Frankfurt’a bu yıl 10 büyük marka katılmama kararı almıştı, fuar kapılarını bu markalardan mahrum açtı.
Her ne kadar Alman markalarının baskın olduğu ve sundukları yeniliklerle çok ses getiren bir fuar gibi göründüyse de, rakamlar gösteriyor ki, bu yılki Frankfurt, ziyaretçileri de daha az çekti.
İki yılda bir gerçekleşen fuarı resmi verilere göre 932 bin kişi ziyaret ederken, bu yıl rakamın 800 bin kişi civarında olacağı, hatta 800 bini bulmayacağı tahmin ediliyor.
Geçen yıllarda 1 milyonu geçen ziyaretçi rakamlarına ulaşıldığı hatırlanınca yüzde 20 seviyesinde bir gerileme küçümsenecek bir olay olmuyor. Üstelik bu gerileme hem Almanya hem de Avrupa otomobil pazarlarının geçen yıllara göre çok daha iyi olduğu bir dönemde yaşanıyorsa doğru analiz edilmesi gerekiyor.
Alman markaları Frankfurt’ta gelecek yıllarda yollarda görmeye başlayacağımız 150’nin üzerinde içinde elektrik olan yenilik gösterdiler. Fuarda pek çok dijital yenilik ve yeni ulaşım anlayışını destekleyen ürün de vardı. Ama bu ürünlere ilgi duyması beklenen ziyaretçiler beklenenden daha azdı.
Öyle anlaşılıyor ki, fuarlara fanatiği oldukları markaların tişört ve şapkalarıyla gelen şu sıralar 50’li yaşlarını süren nesille birlikte ‘konvansiyonel’ sergileme dönemi de kapanmış olacak.
Markaların otomobil fuarlarından çekilip nerelere gittiğine baktığımızda, aslında şu sonucu görüyoruz. Otomobil dünyası fuarlar yerine müşteri neredeyse oraya gidiyor. Örneğin Çin ve küllerinden doğan Detroit’teki fuarlar hem markaların hem de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Teknoloji fuarlarındaki otomobil markası ve bunları merak eden ziyaretçi sayısı da giderek artıyor.
Uzun zamandır iletişimini ‘lifestyle’ diye tabir edilen etkinler üzerinden yapan Volvo ise yeni bebeği XC 40’ı ne otomobil ne de teknoloji fuarında, dünyanın en gözde moda kentlerinden biri olan Milano’da, bir İskandinav mağazasındaki etkinlikte tanıttı.
Genç kadın ve erkeklerin ilgisine sunulan bir otomobil için Milano böyle bir tanıtımla fuarda verilecek mesajdan çok daha hedefe odaklı oldu elbette.
Dünya değişiyor, artık müşteri ürüne gitmeyi reddedip, ürün ona gelsin istiyor. Bunu gören markalar da fark yaratmayı başarıyor.
