Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eğer sadece Türk olmak, çokuluslu bir şirketin tepe yöneticisi olmaya yetseydi ne güzel olurdu. Ama öyle olmuyor işte. Önce iyi bir yönetici, mühendis, bankacı, satıcı ya da pazarlamacı olmak gerekiyor. Bu meziyetlere sahip biriyseniz, işinizi uluslararası rekabetin hiç acıması olmayan, gözün yaşına bakmayan rekabet arenasında yapabiliyorsanız, zaten kimse sizin hangi millete mensup olduğunuzla ilgilenmiyor, seçiliyorsunuz.

        Sizi bilmem ama ben, “Bilmem hangi Amerikalı şirketin başına Türk yönetici geldi” haberlerini, bir türlü aşamadığımız “yetersizlik duygumuzun” bir tezahürü olarak okuyorum.

        EL DEĞMESİ YETER Mİ

        “Türk’e emanet”, “Türk eli değdi”, “Türk mühendisin büyük başarısı” gibi başlıkları gözünüzün önüne getirin. Sizce bir başarıyı mı, yoksa bir türlü aşamadığımız başka bir duyguyu mu ifade ediyor? Hani yurtdışına çıktığında, “Aaa, Türk müsünüz, ben sizi İtalyan sanmıştım” dediklerinde hafif gururlu bir böbürlenme hissedenlerin yaşadıkları türden bir duyguyu kastediyorum.

        Eğer bu başarılı insanlar sadece Türk oldukları için bu işleri almışlarsa, başlıklara diyecek bir söz yok, gurur duyarız. Biliyorum kimse öyle kastetmiyor, ama bu tip haberlerin tamamının alt metninde hâlâ, “Türk olmalarına rağmen” gizli cümlesi var.

        Bu düşüncenin haklılık payı da mutlaka vardır. Hatta sadece Türk olduğu için, başarılı olduğu halde seçilmeyen insanlar da oluyordur, oluyor. Ama seçilmiş olanların, seçilme gerekçelerini sadece “Türk olmalarına” bağlamak da, bu insanların mesleklerine yıllarca yaptıkları yatırımları küçümsemek olmaz mı?

        Eminim, bu yazdıklarımı yanlış anlayıp sövmek isteyenler olacaktır, onlar için tane tane yeniden yazayım.

        Hiç kimse, yan gelip yatarak, sadece büyük bir millete mensup olduğunu düşünüp başarılı olamaz. Başarılı olmanın tek ve tartışılmaz nedeni, çok araştırmak, okumak, öğrenmek ve çalışmaktır. Zaten büyük bir millet olmanın şartı da büyük ölçüde budur.

        BERBAT BİR BAHANE

        Bütün bu işlerde vasat olup, vasatların arasında bir yarışa katılıp o yarışta bile başarısız olduktan sonra bunu “Türk olduğum için beni seçmediler”e bağlamak ise maalesef berbat bir bahaneden fazlası değil.

        Eğer gerçekten Türklerin başarısını alkışlamak istiyorsanız, buyurun size iki çarpıcı örnek:

        Otomotiv endüstrisi 6 yıldan bu yana sessiz sedasız bir yarışma düzenliyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen yarışmada bu yıl ilginç projeler öne çıktı. “Ar-Ge Proje Pazarı” yarışmasında, yaprak yayın ağırlığını yüzde 60’a varan oranda azaltarak ticari araçları 50 kilograma kadar hafifleten projesiyle Çetin Baltacı birinci oldu. “Komponent Tasarım” yarışmasında ise araç ağırlığını 1.5 kg. azaltarak karbon salımında yılda yüzde 2 oranında düşüş ve minimum yüzde 5 yakıt tasarrufu sağlayan projeleriyle İbrahim Cem Öncü, Alperen Bayram ve Aylin Dova birinciliğe layık görüldü.

        Bu insanları alkışlamak için, projeleriyle birlikte dünya markalarına gitmelerini beklemezsek, memleket gelecekte bugün olduğundan daha iyi bir yer olabilir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar