Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bunca gürültü, toz toprak arasında kimin umurunda olur, kim ilgilenir bilmem ama, eğer bir an evvel doğru dürüst çaba harcanmazsa, Türkiye’nin ihracat ve istihdam şampiyonu otomotiv sektörünün yatırımcılarını da bir süre sonra mumla arar hale gelebiliriz.

        Kast ettiğim yatırımcı markaların ülkeleriyle iyi geçinmek falan değil. Çünkü ülkeler arasında iklimin sabahtan akşama değişebildiği bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyi bir kenara bırakıp, ülkemizin geleceği nasıl şekillendirmek istediği ve buna ilişkin ne tür önlemler aldığıyla ilgilenmemiz gerekmiyor mu?

        İsteyen ülkesini sosyal medya üzerinden paylaştığı hamaset dolu palavradan hikâyelerle de sevebilir, kendileri bilir. Ama geçmişin, bugüne zırnık ilham vermeyecek kavgalarını ısıtıp, tatmin aramak yerine, geleceğe ilişkin tartışmalara bir an evvel başlamazsak, yine başkalarının icat edip, adını başkalarının verdiği ürünlere razı olacağız.

        Batının bu kibrinin sebebi ne sanıyorsunuz? İmambayıldı bizim yemeğimiz diye Yunan komşumuza, nasıl sinirlendiğimizi düşünün. Adam otomobili, telefonu, MR cihazını icat etmiş, icatlara devam ediyor, senin de bunları satın alan pazar olarak kalmanı istiyor. Otomobilin arka camına padişah tuğrası da yapıştırsan, Atatürk imzası da çaksan, otomobil maalesef senin olmuyor.

        Almanya’ya kızdım, Alman otomobilini bıraktım, Japon otomobili satın aldım deyince de, durum değişmiyor.

        “Ne var biz de kendi tuğlamız, kendi çimentomuzla binalar yapıyoruz” demek de büyümemize yetmiyor maalesef.

        Elimizde dünyayla her şekilde rekabet edebilen, fikir ve ürün geliştirme kabiliyeti olan bir otomotiv yan sanayimiz var.

        Dünyanın en büyük markalarının bile hayatta kalmakta zorlandığı, birbirlerini satın alarak pazar kavgası verdiği bir çağda, o oyuna girmek pek kolay görünmüyor, akıllıca da değil. Ama hiç olmazsa bir konuda teknoloji geliştirip, dünyaya satmak hâlâ mümkün.

        Dünya artık bambaşka bir çağa girmeye hazırlanıyor. Otomotiv Sanayi Derneği Başkanı Kudret Önen, son genel kurulda bir kez daha dikkat çekti, kulak vermek gerekiyor: “Küresel otomotiv sanayii dijital dönüşüm sürecinde çok hızlı ilerliyor ve dünyadaki tüm rakiplerimiz yatırım çekebilmek için kıyasıya bir rekabet içinde. Yeni yatırım çekebilmek adına rakiplerimiz çok çalışıyor. Elbette Türkiye’de de Dijital Dönüşüm Platformu gibi oluşumlarla bu konuda atılan önemli adımlar var. Ancak bunların verimli çalışması konusunda hep birlikte daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Sanayimizin önemli bir sürecin arifesinde olduğunu dikkate almamız gerekli ”

        Kudret Önen’in olabilecek en kibar biçimde dikkat çektiği bu konuya da çok kafa yormak gerekiyor. Bu konuda çalışan, kafa yoran ve destek bekleyen genç girişimcilerin olduğunu biliyoruz. Ama yüzlerine bakılmayınca Amerika’ya, Çin’e gitmek zorunda kaldıklarını da görüyoruz.

        Önce matematikte, kimyada ve fizikte büyümek gerekiyor. İmambayıldı için, döner için, yoğurt için verdiğimiz kavga ne kadar kıymetliyse, ‘pazar’ olmaktan çıkıp, pazarlara açılmak için vereceğimiz kavga da o kadar önemli çünkü.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar