Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ilk defa Türkiye’de bir gece geçirdi. Daha önceki bütün ziyaretlerini günübirlik yapan Putin’in iki günlük Türkiye ziyaretine bu açıdan bakıldığında iki ülke ilişkilerinin daha da derinlik kazanarak tarihi bir dönüm noktası yaşadığını söylemek mümkün. Ziyaret öncesinde bazı konularda somut adımların atılmış olması, stratejik değer atfedilen projelerde ciddi gelişmeler kaydedilmesi, Rusya’nın yurtdışında yaptığı en büyük yatırım olan nükleer santralın temelinin atılması, iki ülke arasında ekonomiyle birlikte siyasi ilişkilerimizi de geliştirdi. Suriye’de ortak hareket edilmesinde de Akkuyu Nükleer Güç Santralı ile başlayan yakınlaşmanın izlerini görmek mümkün. Ticari yakınlaşmalar, siyasi alanda da iki ülke ilişkilerini kolaylaştırdı.

        TEKNOLOJİ TRANSFERİ OLUR MU?

        Güçlü bir Türkiye için enerjide nükleer güç şarttı. İlk nükleer santralımızın temelinin atılmış olmasıyla, bu alanda ilk adımı atmış olduk. Ülke olarak böyle bir özlemi, böylesine önemli bir teknolojik ihtiyacı Rusya’nın katkılarıyla sağlayacak olmamız da hafızalarda yer edecektir. Nükleer teknolojiyle yeni tanışan Türkiye’nin tek başına tersine mühendislik (taklit) veya bu projede sağlanacak teknoloji transferiyle, nükleer teknolojiye kavuşacağını iddia etmek doğru olmaz. Kendi ayaklarımız üzerinde durabilmek için eğitim şart.

        Türkiye’nin ilk nükleer enerji projesi Akkuyu’da çalışmak üzere Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi’nde (MEPhI) Türk öğrencilere sağlanan imkân ve böyle bir işbirliği de en az nükleer santral kadar önemlidir. Çünkü teknoloji uygulayacak, çalıştıracak, geliştirecek, bize özgü hale getirecek beyin gücümüz yoksa, üniversitelerimizde bu bölümleri alamamışsak, transferle, taklitle fazla mesafe kat etmemiz mümkün değil. İhalesi 2008’de yapılan nükleer santral için iki ülke arasında 2010’da anlaşma imzalanınca, nükleer enerji alanında uzman kadro yetiştirmek amacıyla da işbirliği kapsamında Rusya’ya öğrenci gönderdik. Ve ilk öğrenciler kısa süre önce mezun oldu. İşin eğitim tarafının paralel olarak ilerlemesi iyi bir gelişmedir. Dün temel atma töreninde Rusya Devlet Başkanı Putin’in dikkat çektiği gibi Türkiye, bu temel atma töreniyle nükleer teknolojiyle, nükleer güçle tanışmış olacak. Nükleer fizik mühendisi yetiştirilmesi, teknoloji transferinin kaliteli ve nitelikli yapılması için şart. Aynı durum S-400 füzeleri, hava savunma sistemi içinde geçerli. Eğer nükleer ve füze savunma sistemlerinde teknoloji transferi yapmak istiyorsak, bu isteklerimizi sadece ihale şartnamelerine koymak yeterli olmuyor. Bu işin altından kalkacak nitelikle beyinlerin yetiştirilmesi için de çaba gerekiyor. Benzer eğitim anlaşması hava savunma sistemleri için de gerekli.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar