Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çok değil, yaklaşık 1.5-2 yıl önce Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile ilişkilerin iyi olduğu dönemlerde, sadece petrol değil, doğalgaz da sıklıkla gündemimizde yer alıyordu. IKBY’nin bölgede etkin olmak isteyen yabancı güçlerin peşine düşüp direttiği referandum kararı sonrasında ise her şey değişti. Yeni dönemde ne olacağı ve bu yeni düzende IKBY’nin rolünün neyle sınırlı olduğu ise bilinmiyor. Çünkü merkezi Bağdat hükümeti de IKBY’ye çok mesafeli davranıyor. IKBY maaşları ödeyemiyor, fakat Bağdat yönetimi de sınır kapıları ve havalimanlarının kendilerine tesliminde bir milim geri adım atmıyor. IKBY kontrolündeki 2 havalimanı, uluslararası trafiğe henüz açılmış değil. Bu durumda IKBY ile petrolü, doğalgazı konuşmanın Türkiye’ye katkısı da olmayacağı ortada.

        Birkaç gün önce Genel Energy şirketinin, Kuzey Irak’ta Miran ve Bine Bawi yataklarında bulduğu doğalgaz yedek kapasitesinin tahmin edilenden çok daha fazla olduğunu açıklaması da bu sebeple Türkiye’de haber olmadı. Sadece Türkiye’de değil IKBY yönetiminde de pek fazla sevindiren bir gelişme olarak karşılık görmediğini de söylemek mümkün. Başbakan Neçirvan Barzani’nin önce Bağdat, hemen ardından Tahran’a yaptığı ziyareti de gösteriyor ki, halihazırda enerji projelerini düşünecek durumda değiller.

        Bu sebeple her iki doğalgaz yatağında; Süleymaniye’deki Miran rezervinde bulunan doğalgaz oranı, tahmin edilenden % 78, Erbil’deki Bine Bawi rezervinde ise % 27 daha fazla çıkması, sadece ilgili enerji şirketi nezdinde bir mutluluğa sebep olmuş. Çünkü Genel Energy tarafından yapılan açıklamada, şirketin her iki rezervdeki payının % 8.7 oranında arttığı ifade ediliyor. Her iki yatakta daha önce 10 trilyon 160 milyar metreküp doğalgaz olduğu tahminine rağmen, son araştırmalarla toplam doğalgaz yedek kapasitesinin 14 trilyon 792 milyar metreküpe yükselmiş olması aslında önemli bir gelişme, ama bölgede muhatabın kim ya da kimler olacağı meçhul?

        Ancak bu gelişmelerin her halükârda Türkiye tarafından yakından takip edilmesinde fayda var. Zira sahayı her açıdan enerji ve siyasi gelişmelerle birlikte tamamen İran’a bırakmanın da makul bir yanı olmasa gerek.

        Ayrıca merkezi İngiltere’de olan Türk-İngiliz ortaklığındaki Genel Energy’nin, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile uzun vadeli petrol ve doğalgaz üretimi için anlaşması var. Fakat bölgedeki yeni tabloda, bu anlaşmanın durumu da biraz tartışmalı... Çünkü bir yönüyle Irak hükümeti de artık bölgede ipleri eline almaya, bölgenin enerji varlıklarını kontrol etmeye çalışıyor.

        ***********

        KUZEY IRAK’TAN MARDİN’E HAYAL OLDU

        Kuzey Irak sınırından Mardin’e uzanması planlanan 185 kilometrelik Şırnak Doğalgaz Boru Hattı ile doğalgazın Türkiye’ye, buradan da Avrupa’ya gönderilmesi planlanıyordu. Yaklaşık 2 yıl önce bu planlar yapıldığında, bölgedeki doğalgaz rezervlerinin de 5 trilyon metreküp seviyesinde olduğu tahmin ediliyordu. Şimdi bu miktar yaklaşık 15 trilyona çıktı, ama Türkiye’de de şartlar değişti, gaz çeşitlendi. Artık kimse Kuzey Irak’tan gelecek gazın Türkiye’nin yaklaşık bilmem kaç yıllık ihtiyacını karşılamasıyla ilgilenmiyor. Avrupa’ya gaz sevkıyatı da masada yok. Bu duruma nasıl gelindi ve faturayı kimler ödüyor? Gelecekte bu gaza kim hükmedecek veya edebilir? Türkiye’nin değil, Kuzey Irak’takilerin bu fırsatları kimlerin peşine düşerek kaçırdıklarını iyi düşünmeleri lazım. Türkiye’ye düşen ise yanı başındaki enerji kaynaklarından azami derece faydalanmanın, ticaretini yapmanın, boru hattı koridoru değil, enerji merkezi olmanın yollarını araştırmaktır. Yeni Türkiye’ye bu yakışacaktır...

        ***********

        EKONOMİYE DE ‘ZEYTİN DALI’ UZANIYOR

        Afrin operasyonunun Türkiye’ye birçok açıdan olumlu yansıması olacağı tahmini, afaki bir tahmin olmasa gerek. Bölgede sadece terör tehdidinin ortadan kaldırılması değil, özgüveni yüksek bir Türkiye, ekonomisiyle, turizmiyle, diplomasiyle Afrin’e başlatılan “Zeytin Dalı Harekâtı” sonrası başka bir Türkiye olacaktır. Yeni pozisyonunu bazı önemli güç dengeleri kabullenmemek için çeşitli oyunlara, algı girişimlerine elbette başvuracaktır, ama artık ok yaydan çıktığı için ülke olarak yeni konumumuza kendimizi iyi hazırlamamız gerekiyor. Yabancı yatırımcılar için önemli bir bölgesel üs olmaya başlayacak, daha güvenli enerji merkezi haline gelecek olan Türkiye, bölgede istikrar sağlayan ülke olarak bir basamak daha yukarı çıkacaktır.

        Türkiye’nin Suriye’deki son operasyonu, önemli oranda belirsizlikleri ortadan kaldıracağı için Türk ekonomisine “Zeytin Dalı”nın olumlu yansımaları olacaktır. Dolayısıyla operasyon maliyetine takılıp kalmanın, olumsuz senaryoları abartmanın anlamı yok. Borsa İstanbul’daki rakamlar ortada. Döviz hareketlerinde de önemli bir değişim olmadığı herkesin malumu. Batı’nın da Türkiye’nin Afrin operasyonu karşısında tam olarak nasıl hareket edeceğini bilememesi, hatta ikiye bölünmesi de ayrıca anlamlı... Sözün özü:

        “Hayatta en büyük eğlence, başkasının yapamazsın dediğini yapmaktır.”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar