Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşin içinde para var, denetim, otorite ve kontrol yoksa tartışma ve kavga mutlaka olacaktır. Servis meselesi dahil Türkiye’deki birçok sektöre bu gözle bakılabilir.

        Özellikle de polisin, mahalli otoritelerin kontrolündeki işlerin, denetimlerinin iyi yapılmaması rüşveti, haksız kazancı, adam kayırmayı beraberinde getiriyor. Vatandaşın haklı şikâyetleri ve hak aramaları da maalesef karşılıksız kalıyor. Okulların hemen hemen hepsi de şu veya bu şekilde, servis şirketleri üzerinden çeşitli ihtiyaçlarını temin için çaba sarf ediyor.

        Mesela İstanbul’da servis şirketlerinin bağlı olduğu oda veya dernek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve polis çeşitli görev alanlarıyla bu işlerden sorumlu. Ama sorun yaşayan vatandaştan önce sorunu yaşatan servis şirketlerinin sahipleri, ilgili makamlara gerektiği zaman ulaşıp haklarındaki şikâyetlerin önüne geçebiliyorlar. Bazen de servisler üzerinde okul idareleri daha etkin olabiliyor. Çünkü işlerini okul yöneticilerinden veya okul aile birliği gibi oluşumlardan alıyorlar. Dolayısıyla vatandaşın bir problem halinde derdine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (Beyaz Masa), polisten ve diğer sorumlu yerlerden çözüm bulması bu mantık silsilesi içinde çok zor.

        Geçen yıl sadece bir deneyim yaşamak üzere bir servis meselesini, bir vatandaş gibi Beyaz Masa dahil çeşitli yerlere ilettim. Tam 1.5 ay sonra belediyeden döndüler, fakat yanlış döndüler. Çünkü birbirlerine aktara aktara sorun anlaşılmaz olmaktan çıktığı için “Tam olarak problem neydi” diye filmi başa sarmışlardı. Dolayısıyla okullar açılmadan, servis şirketlerinin rant kavgasına tutuşmasını bu tabloda normal görmek gerekir!

        TÜKETİCİ ŞİKÂYETLERİNDE DE ÇÖZÜM SIKINTISI VAR

        Mevcut sistemin vatandaşı, tüketiciyi koruduğunu söylemek zor. Servis meselesine bir tüketici, vatandaş gözüyle baktığınızda aynı netice ortaya çıkacaktır. Hatta daha derinlere indiğinizde önünüze çeşitli yasal düzenlemeler, mevzuatlar da konulabilir. Ama uygulamaya, işlerin pratik hayattaki karşılığına baktığınızda vatandaşın hakkını koruyan değil, paraya, pula dokunanlara yakın teması önceleyen bir sistem kurulduğu gerçeğiyle karşılaşılıyor. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dan bir bölüm:

        “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.”

        Görünüşte tüketici lehine güzel bir düzenleme, ama uygulamada ise pratik bir karşılığı yok. Çünkü bu sorunları tüketiciye yaşatan taraf için bir müeyyide söz konusu değil. Hatta en fazla tüketici sorununa imza atan şirketlere, ilgili bakanlıkların tüketici dostu sertifikası verdiğini biliyorum. Bu çark böyle döndükçe, yasaların, mevzuatların nasıl uygulandığına bakılıp denetimler, kontrol yapılmadıkça ve sorumlulara müeyyide uygulanmadıkça sorunların azalması mümkün olabilir mi?

        **************

        BAKANA DA TEŞHİR ETTİĞİ SUCUĞU YEDİRMİŞLERDİ!

        Tarihi biraz geriye saralım. Temmuz 2012. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koltuğunda Mehdi Eker oturuyor. İstanbul’da WOW Otel’de, Bakan Eker ve ekibinin düzenlediği, bakanlığın yeniden yapılanma ve kurumsal kimlik çalışma toplantısı kahvaltılı yapılıyor. İkram edilenler arasında sucuk ve sosisler var. Ama bu sucuk ve sosisler başka. Zira bakanlığın denetimleri sonucu, tüketiciyi yanlış bilgilendirdiği için deşifre ettiği markanın ürünleri bakanın katıldığı kahvaltıda masaları süslemişti.

        Ben de, “Bakanlığın toplantı yaptığı WOW Otel bile bakanın teşhirini dikkate almayıp, hem de ilgili bakana bile teşhir ettiği ürünü yediriyorsa, bu durumdan bir değil, bin ders çıkarılması lazım” diye yazmıştım. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bile kendi gıdasına dikkat etmiyorsa bu işte sorun var demektir. Ve bu meseleler, yani doğru denetim, kontrol ve müeyyide uygulama hususları halen daha çözülmüş değil.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar