Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı 365 oda ve borsa, bir aksaklık olmaz ise kasım sonu itibarıyla seçimlerini tamamlamış olacak. Ancak o zamana kadar odalar ve borsaların durumuyla ilgili yeni düzenleme yapılma ihtimalinin olduğunu da unutmamak gerekir. Daha önce başta TOBB’un başkanlığı olmak üzere, birçok oda ve birlik için 2 dönemle sınırlı seçilme şartı, çeşitli yöntemlerle arkadan dolanılarak, uygun yerlerde davalar açılarak kaldırılmıştı. Halbuki 2 dönemle sınırlanan başkanlık seçimi uygulaması için harekete geçen ve yasa çıkaran TOBB yönetimini o zamanlar tebrik etmiştik. Sonra harekete geçip bu kuralı değiştirdiklerinde eleştirdik. Hükümet çevreleri de TOBB’un bu hareketinden rahatsız olduğu için kontrollerinde olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ellerinden kayıp gitti.

        Türk özel sektörünün dış ticaret, uluslararası yatırımlar, hizmetler, müteahhitlik ve lojistik gibi dış ilişkilerini yürüten, koordine eden DEİK, TOBB’daki başkanlık tartışmalarının ağırlık noktasını oluşturduğu tartışmalar sebebiyle TOBB’un kontrolünden alındı. Ve 11 Eylül 2014 tarihinde çıkarılan 6552 Sayılı Kanunla yeni bir yapıya kavuşturuldu. Böylece Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası temsilcilerinin oluşturduğu gönüllü bir “iş diplomasisi” örgütüne dönüştürülen TOBB da sadece içeriye odaklanan kimliğine büründü.

        **************

        TİM NEDEN TOBB’UN HATASINA DÜŞMEDİ?

        Mesela TOBB’un düştüğü hatadan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi büyük bir titizlikle kaçınıyor. Kendi çıkardığı yasaya göre 2 dönemle görev süresi tamamlanacak. Yeniden koltuğa oturmak için dolaylı yollardan dolanıp davalar açma yoluna gitmeyecek. “Yeniden başkan ol” teklifiyle gelenlere de sıcak bakmıyor. TİM için en yoğun yaptığım eleştiri “İhracat rekoru kırdık” şeklindeki haberlerin, her ay kırılan “ithalat rekorları” da olmasına rağmen, işin önemli bir boyutunun dikkate alınmadan verilmesidir. Hatta çoğu zaman kırılan rekorlarda ithalat tarafı daha güçlü olmasına rağmen Ekonomi Bakanlığı da bu konuya hak ettiği ilgiyi göstermedi. Ayrıca TİM’in, aynı zamanda ithalatçı olduğu ve dolaylı yollardan ithalat lobisi yaptığı da dikkatlerden kaçırıldı. Neticede TİM’in de Türkiye için daha fazla sorumluluk alıp iş yapma imkânı olduğu kanaatindeyim. Bunun yolu da ithal edilen ürünlerin azaltılmasından geçiyor. İlk şartı da ithalat ve ihracat rakamlarının mukayeseye fırsat verecek şekilde beraber açıklanmasıdır.

        Ancak her şeye rağmen TİM, daha az tartışmanın odağında. Ama oda, borsa, birlik gibi sivil toplum kuruluşu (STK) gibi görünüp tam bir sivil devlet kuruluşu (SDK) haline gelen TOBB çatısı altıdaki 365 merkeze de siyasi otorite sıcak bakmıyor. Bu sebeple kasım sonu itibarıyla bitmiş olacak oda, borsa ve birlik seçimleri için hükümetin yeni düzenleme yapacağından ilgili çevreler endişe ediyor.

        **************

        MEHMET YILDIRIM’DAN GÜNÜMÜZE NE DEĞİŞTİ?

        Aslında oda ve birlik gibi yarı resmi pozisyonda olan ve ülkenin ticaretine yön veren yerlerin yeni bir anlayışla dizayn edilmesi gerektiğini defalarca yazdım. İstanbul Ticaret Odası (İTO) yıllar önce yoğunlukla gündeme gelmişti. Ben de yeniden başkan seçilmemesi için epeyce mücadele verdiğim Mehmet Yıldırım’ın başkanlığındaki İTO’yu çok eleştirdim. Ancak o günden bugüne ne değiştiğini bilmiyorum. Ne kadar daha iyi veya kötü? Dünyanın en büyüğü olmasının İstanbul’a ve ticaret erbabına ne faydası var? Cevap aranması gereken daha çok sayıda soru sıralayabilirim. Kasıma kadar bu konular ciddi şekilde gündeme gelecek, ama umalım bu kuruluşlar daha devletçi bir yapıya bürünmesin. Mevcut demokratik yapılarındaki sorunlar giderilip güçlendirilsin. Kesinlikle 2 dönemden fazla başkanlığa izin verilmesin ve verimlilikleri artırılsın.

        **************

        TÜRK MAKİNESİ NEDEN DESTEKLENMİYOR?

        İhracat ve ithalat rakamlarının farklı zamanlarda açıklanarak kıyaslama imkânının ortadan kaldırılmasının ne gibi detayları gözden kaçırdığına güzel bir örnek: Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, yerli üretim makinelerin ithallere göre daha ucuz olduğuna dikkat çekerek “Türk ürünleri yabancılara göre çok pahalı değil, rekabet edebiliyor. Buradaki sorun ihale şartnamelerinin o ithal ürünlere göre hazırlanmış olması” açıklamasını yapmış. Türkiye makine sektöründe yılda 14 milyar dolar civarında ihracat, 28 milyar dolara yakın da ithalat yapıyormuş. İthal edilen 28 milyar dolarlık makinenin yüzde 70’i de Türkiye’de üretiliyormuş. Buyurun kıyaslamayı siz yapın...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar