Kalpten vurulduk

‘Ummadık taş baş yarar’ derler ya, dün Çekya’da bu atasözünün tam karşılığı olan bir yenilgiyle şoku yaşadık.

Bir gün önce Rusya’yı eleyen Yunanistan, olağanüstü bir performansla herkesi şaşırtıp Periler’i tam tabiriyle “en zayıf” yerinden vurdu. Formalite niteliğindeki Belarus karşılaşmasını bir kenara koyalım, Millilerimiz’in hedefi bulduğu Slovakya ve İtalya maçlarında Ay-Yıldızlı ekibin skor yükünü sırtlayan isim Hollingsworth’tü. Yunan ekibi, Periler’in “kalbi” konumundaki bu oyuncuya yardım getirerek topu göstermeden, Millilerimiz’in “zayıf karnı” olan dış atışları riske etme yolunu seçti. Açıkçası bu kumarı ilk oynayanlar onlar oldu ve bu “basit” planla da sahada istediklerini aldılar.

Turnuvada er ya da geç böyle bir “kapanla” karşılaşacağımız ortadaydı. Ancak Yunan ekibinin bu kumarını cezalandıracak atışların neredeyse hiçbirinde, hatta bırakın 3 sayı çizgisinin gerisini, orta mesafeli atışlarda dahi çemberi dövmenin ötesine geçemedik. Bunun dışında taktik olarak da denediğimiz tüm alternatiflerde (4 kısa, iki uzun) ivme yakalayacak hamleyi yapamadık. Buna bir de çift haneli farkla geriye düştükten sonra yersiz bir biçimde moral çöküşü ve erken havlu atma eklenince farklı yenilgi kaçınılmaz oldu.

Periler’in zaten sıkıntılı olan şutör pozisyonunda Birsel’den ve Şaziye’den de gerekli katkı gelmeyince, potasını çok iyi savunan, Kaltsidou ve Maltsi gibi iki çok iyi şutörü olan, son derece akıllı ve sabırla oynayan Yunanistan hayal bile edemeyeceği kadar kolay bir galibiyet aldı.

Madalya umudunu yitiren Periler’den beklentimiz, artık son bir çaba ile Dünya Şampiyonası vizesi almaları...