Maksat suçu önlemekse, yasalarda ceza var

İngiltere adalet bakanı Chris Grayling “İnternet trolleri milli hayatımızı zehirleyen korkaklardır” demiş. İçinde yer aldığı hükümet de, sanal âlemde tahkir ve tezyif yapmaktan çekinmeyenler için, Parlamento’ya, varolan altı aylık cezayı iki yıla yükselten bir yasa tasarısı sunmuş.

Tam 195 öğrenci...

Evet, tahmininiz doğru: Bu iki haberi dünyanın gittiği istikamete ışık tutması için seçtim.

Dozu giderek artan ‘güvenlik’ endişesi son zamanlarda bütün dünyayı sardı; kimi iç huzursuzluğu, kimi IŞİD’i bahane ederek, hükümetler, varolan hukuki çerçeveyi daraltacak yasal tedbirler peşindeler...

Sıra bizde.

Hükümet Kobani vesilesiyle sokaklara dökülenlerin 6-8 Ekim’de canlara ve mallara zarar vermelerinin ardından yasal düzenlemeye gidiyor; ‘kamu düzeni’ ve ‘güvenlik’ gerekçesiyle... Kısa süre önce kendisinin çıkardığı dinlemeleri zorlaştıran yasa bile değiştirilecek ve devlet vatandaşını daha kolay dinleyebilecek. Toplu gösterilerde cezalar artıyor; sanat âlem de artacak cezalardan bolca nasibini alıyor.

İngiltere’de dört misli artırılarak iki yıla çıkarılması öngörülen ve tepkiyle karşılanan sanal âleme yönelik ceza bizde şimdi iki yıl; yasa geçerse beş yıla çıkacak... İngiltere’de öngörülen cezanın 2,5 misline...

Suç isnadı için ‘makul şüphe’ yetecek...

Devlet gerekli görürse mal müsaderesine gidebilecek...

“Vur” deyince öldürmek milli sporumuz ya...

Yasaları akıl almaz cezalarla donatmak, toplantı ve gösterileri kısıtlamak, düşünceleri açıklamaya sınırlar koymak, yani ‘kamu düzeni’ ve ‘güvenlik’ gerekçesiyle hak ve özgürlükleri zapturapt altına almak bugünün dünyasında eskisinden daha kolay kabul görüyor. Toplumlar ‘terör manyağı’ haline getirildi çünkü; herkes kendisinin veya sevdiklerinin başına bir şey gelmesindense özgürlüklerinden bir parça fedakârlık istenmesine fazla ses çıkarmıyor.

Üzerinde düşünülmüyor bile... Düşünülse, bu tür tedbirlerin demokrasi özürlü ülkelerde --meselâ Çin’de ve Mısır’da-- bile işe yaramadığını görecek. ABD 11 Eylül (2001) uğursuz eylemleri sonrasında kendisini ‘land of the free’ (özgür insanlar ülkesi) olmaktan uzaklaştıran ‘yurtseverlik yasası’ çıkardı, yasayla her vatandaşını fişleme, izleme, dinleme ve gözleme imkânı elde etti de ne oldu?

Protestolar yapılıyor, çatışmalar oluyor, gösterilerde insanlar ölüyor ABD’de de...

“Etrafa ölüm saçan maskeli eylemciler, molotof kokteyliyle okulları yakıp yıkan teröristler kanunun elinden yakayı sıyırsın mı?” diye soruyor yeni düzenlemeye karşı çıkanlara hükümet... Oysa, her türlü terör eylemine karşı kullanılacak cezalandırıcı maddeler Türk Ceza Kanununda ve Terörle Mücadele Kanununda var...

Fazlasıyla var hem de...

Yeni yasaklarla ülkemizi demokrasisi özürlü ülkelere benzetmenin âlemi yok...