Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KADİR Topbaş’ın istifasıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Mevlüt Uysal hakkında bu göreve geldiği dönemde duyduklarım genelde olumlu sözlerdi.

        “İyi insandır, temiz adamdır” gibi.

        Zaten kendisinden söz ettirecek pek bir şey de yapmadı uzunca bir süre.

        Sessiz sedasız gitti.

        Ta ki, geçen haftaya kadar.

        Yaptığı bir konuşmada, “Metroyu bize oy veren bölgelere götüreceğiz” deyinceye kadar.

        Ve hakkında duyduğum her şeyi de bir anda çöpe attı benim kafamda.

        Tabii şimdi söz verdiği bu işi ne şekilde gerçekleştireceğini de çok merak etmeye başladım.

        Eğer söz verdiği gibi metroyu “AK Parti’ye oy veren yerler arasına” yapacaksa işi zor.

        İstanbul’un yeni metro hatları şöyle şekillenecek.

        Başakşehir’den başlayacak. Bağcılar ve Esenler’e gelecek, oradan Eyüp’e uğrayacak ama orası kesin değil, çünkü Eyüp’te referandumda “Hayır” çıktı. Muhtemelen Eyüp’te duraklar yapılacak ama metro şimdilik orada durmayacak.

        Kâğıthane’ye gelecek. Oradan Beyoğlu’na geçecek ve Beyoğlu’ndan sonra yeraltında uzun süre duraksız bir yolculuk başlayacak.

        Beşiktaş’a, Şişli’ye, Sarıyer’e falan uğramayacak. Kadıköy’den de geçmeyecek.

        Üsküdar da Eyüp gibi. Referandumda hayır çıktığı için duraklar yapılacak ama şimdilik orada da durmayacak.

        Direkt Ümraniye ve Samandıra’ya.

        Hadi diyelim ki Sayın Başkan böyle yaptı.

        Peki AK Parti’ye oy veren ilçeler bundan memnun olacak mı?

        “Şöyle bir Boğaz’a gidelim” diyen Başakşehirli seçmen Beyoğlu’nda inip yürüyecek ya da dolmuşa binecek.

        “Şişli’ye alışverişe gidelim” diyen Bağcılar seçmeni Beyoğlu’nda inecek. Gerisi tabanvay.

        Kadıköy’de akrabası olan Ümraniyeli seçmen yandı. Beyoğlu’na geçecek, oradan vapura binecek. Ama şehir hatları Kadıköy’e gitmeyebilir, orası henüz net değil.

        Başkan böyle bir metro yaparsa vallahi çok ilginç olur.

        ***********

        YABANCI MEDYAYI DAVET EDİN

        SURİYE topraklarına yönelik operasyonlarımızın en önemli unsuru Türk Silahlı Kuvvetleri ise bir diğer çok önemli unsur da AFAD.

        Türkiye askerle temizlediği bölgelere AFAD’la giriyor.

        Bizim deprem sonrası yaptığı çalışmalarla bildiğimiz AFAD, Suriye’de de çatışma sonrası devreye giriyor.

        Hemen bölgedeki sivillere öncelikle gıda, ardından Kızılay’la birlikte sağlık, sonrasında da eğitim hizmetlerini örgütlüyor.

        Yaşamın normalleşmeye başlaması için gereken ilk adımları atıyor ve kalıcı bir sistem kurmanın altyapısını hazırlıyor.

        Bir yandan da yerel halktan meclisler oluşturuluyor ve bir siyasi düzen sağlanmaya çalışılıyor.

        Bu arada başta CNN olmak üzere topyekûn yabancı medya hâlâ Türkiye’nin oralarda sivillere saldırdığını iddia ediyor.

        Bence tüm dünya medyası davet edilmeli ve Suriye’de Türkiye’nin temizlediği bölgeler yabancı medyaya açılıp ne yapıldığı gösterilmeli.

        ***********

        ‘FIRAT’IN BATISI’ YANLIŞ SÖYLEM

        AFRİN’in çatışma olmadan, şimdilik de olsa şehir savaşına gerek kalmadan alınması eleştirilecek değil alkışlanacak bir olaydır.

        Askerlik ile siyasetin ortak hareket etmesi, çok kanlı ve zorlu olması beklenen bir süreci kansız bir şekilde sonlandırdıysa bundan memnuniyet duymak gerekir.

        “PKK niye Afrin’i bıraktı?”

        Bıraktı, çünkü daha fazla kayıp vermek istemiyordu.

        Bıraktı, çünkü diğer bölgelerdeki sayıları 60 bini bulduğu iddia edilen PKK unsurlarıyla birleşmeyi tercih etti.

        “Niye silahlarını ve cephanelerini bıraktılar?”

        Bıraktılar, çünkü sivillerin arasına karışarak kenti terk ettiler, cephaneleri de taşımaya kalkışsalar İHA’lar tarafından tespit edilip vurulma riskini göze almak istemediler. Zaten silah bulma konusunda sıkıntıları yok.

        Fakat şunu da unutmayın.

        Afrin’in ele geçirilmiş olması önemli ama büyütülecek bir olay değil.

        Çünkü daha sırada Münbiç var.

        Ama o da son değil.

        Sonrasında Fırat’ın doğusundaki yaklaşık 400-500 km’lik sınır hattı var.

        Sürekli olarak “Fırat’ın batısında PKK istemiyoruz” demek, bugün Türkiye’de siyasetin kullandığı en yanlış söylem.

        Bundan sanki “Fırat’ın doğusundaki PKK’ya razıyız” anlamı çıkıyor. Ya da razı mıyız?

        ***********

        EMNİYET ŞERİDİNİ İŞGAL Mİ EDELİM!

        TÜRK medyası her şeyi iki günde unutur ama ben unutmam.

        İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’ya sormaya devam etmek istiyorum.

        Sayın Bakan, yasayı ve sizin yasaların uygulanması yolundaki talimatınızı yerine getirdiği için açığa alınan polis memurunun akıbeti ne?

        Hâlâ açıkta mı yoksa görevine döndü mü?

        Yok eğer dönmediyse bugünden itibaren tüm sürücüleri yolun emniyet şeridi diye bilinen bölümünü kullanmaya davet ediyorum.

        ***********

        VEJETARYEN OLMAK LAZIM

        AKKİM ilginç bir rapor göndermiş. 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla suyun önemine ve tüketimine dikkat çekmek için.

        Türkiye 2040 yılı itibarıyla dünyada su sıkıntısı çekecek 40 ülke arasında 27. sırada yer alıyormuş.

        En ilgimi çeken ise gıdalarımızın üretiminde ne kadar su kullanıldığıyla ilgili bölüm oldu.

        Buna göre:

        1 elma için 70 litre

        1 hamburger için 2400 litre

        1 bardak süt için 200 litre

        1 dilim ekmek için 40 litre

        1 adet patates için 25 litre

        1 bardak çay için 35 litre

        1 bardak kahve için 140 litre

        1 bardak şarap için 120 litre

        1 adet portakal için 50 litre

        1 adet domates için 13 litre

        1 yumurta için 135 litre

        1 kilo biftek için 15.500 litre su tüketmek gerekiyormuş.

        Gel de vejetaryen olma!

        ***********

        YAPMA BAŞKAN BİLİYORDUK

        FENERBAHÇE’de kavga tatsızlaşacak gibi duruyor.

        Öyle ki, eski futbolcularına karşı ne vefakâr kulüp diye bildiğimiz Fenerbahçe’de Alex’in gelmesine bile tepki gösterdi yönetim.

        Ve Aziz Yıldırım, “Alex Alex diyorlar. Biz getirmeden önce Alex’i kim tanıyordu?” buyurdu.

        Vallahi Sayın Başkan sizi bilmem ama ben tanıyordum.

        O kadar iyi tanıyordum ki, “Kandırmayın Fenerbahçelileri, Alex Türkiye’ye gelmez” diye yazmışlığım bile vardır.

        Biraz futbola meraklı olup da Alex’in iyi bir futbolcu olduğunu bilmeyen yoktu.

        ***********

        UZLAŞMA DEĞİL DİNLEME

        “YASAL bir statüye sahip taksiciler ile hiçbir yasal statüsü olmayan UBER nasıl bir araya getirilip de uzlaşmaları istenir. Burası aşiret mi?” diye yazınca Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci aradı.

        Gayet nazik bir şekilde, “Fatih Bey, aynı masaya oturtup uzlaşmalarını aramayacağız elbette. Bizim yapmaya çalıştığımız şu: Ortada fiili bir durum var. Bir yanda taksi, bir yanda da UBER veya benzeri oluşumlar. Bizim niyetimiz burada tarafların sorunlarını ve bakış açılarını dinlemek ve ona göre en uygun çözümü üretmek” dedi.

        Ben de Sayın Bakan’a, “Bülent Bey, bu sorun bize has değil ve bu tip toplu ulaşım için Avrupa ülkelerinde bulunmuş çözümler var. Çok da zor bir şey değil” dedim.

        “Biliyorum ve hepsini inceliyoruz. Kimse hak kaybı yaşamadan bu işi çözmeye çalışıyoruz” dedi.

        ***********

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Mutluluk endeksinin gelişmişlik endeksinden daha önemli olduğunu anladığımız zaman.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar