Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Sezon başından beri Tolga’nın takıma katkı yapmayacağını söyleyip duruyorum, şimdi herkes dediğime geldi. Tolga saha kenarında koşsun. Hiç değilse zarar veremez! Bakın size iddialı bir laf edeyim, ben Galatasaray yöneticisi olsam, Gençlerbirliği maçından sonra Tolga ve Yasin bir daha o formayla sahaya çıkamazlardı.”

        - Bu hafta çok ender yaşanacak bir olay gerçekleşti. Fırat Aydınus, G.Saray maçında bir dakika içinde iki penaltı çaldı... Siz bu penaltıları nasıl yorumluyorsunuz

        - Salaklığın bu kadarı hakikaten ender yaşanır. Fırat Aydınus’a bir şey dediğim yok. Adam gördü ve çaldı. Sıkıntı yok ama bir takımın savunması 30 saniyede bir penaltı yapar mı Allah aşkına! Chedjou’nunki hadi neyse, penaltı olup olmadığı bile tartışılır da, o Tolga Ciğerci’ninki olacak iş değil. Bayağı voleybolcu gibi yükseliyor, topa eliyle vurmak için. Daha vahimi aynı şeyi Antalya maçında da yapmış ama eli yetişememiş topa. Yetişse bir penaltı da orada yapacak. Bakın, ben sezon başından beri Tolga Ciğerci’nin G.Saray gibi bir takıma bir katkı yapamayacağını söyleyip duruyorum. Sezon başında o çok bilmiş spor köşe yazarları “Tolga şöyle, böyle” diyor, “Şu kadar koştu, şu kadar pas verdi” diye istitastik bilgilerle yere göğe koyamıyorlardı. Ben ise burada “Koşuyor da ne işe yarıyor? Verdiği pasların hangisi takıma önemli bir hamle üstünlüğü sağladı. O pasları ben de veririm” diyordum. Şimdi herkes benim dediğime geldi. Tolga Ciğerci’nin G.Saray’a en faydalı koşusu saha dışında koşmakla olur. Takıma koymasınlar, saha kenarında koşsun. Aynı oranda fayda sağlar! Hiç değilse zarar veremez. Bakın size iddialı bir laf edeyim, ben G.Saray yöneticisi olsam, G.Birliği maçından sonra Tolga Ciğerci ve Yasin bir daha G.Saray formasıyla sahaya çıkamazlardı

        SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA ANLAYIŞI BİTTİ

        - G.Saray yine son saniyede güldü. Tudor’un sistemini nasıl buluyorsunuz? Üçlü savunma ve çok koşan bir takım yaratmak istiyor. Elindeki kadroyu bu sisteme adapte edebilir mi?

        - “Tudor’un sistemini nasıl buluyorsunuz?” sorusuna yanıtım şu olacak: G.Saray yıllar sonra en azından bir sistem arayışında. Doğru veya yanlış Tudor’un bir arayışı, bir sistemi var. Bunu da sahada görüyoruz. Hem oyun olarak hem sonuç olarak. Daha çok koşan, daha farklı dizilen ve hamlelerle değişiklik yapılabilen bir sistem. Eskisi gibi saldım çayıra mevlam kayıra, nasılsa yetenekli çocuklar var, bir şeyler yaparlar anlayışından çıkıldı. Gençlerbirliği karşısında ilk yarıda oynanan futbol Tudor’un ne yapmak istediğini gösteriyor ama takım ciddi bir ruh kaybında. Bunun temel nedeni yönetim hataları ve takımın yönetime güvenmemesi, inanmaması. Bir de G.Saray’da 3 yıldır oyuncuya dayalı bir sistem vardı, şimdi yeniden hocaya dayalı bir sisteme geçiliyor ve bu da takımı zorluyor.

        YASİN ADETA SABOTE ETTİ

        - Ben Tudor’un Yasin’dense, Sinan Gümüş’e biraz daha fazla şans vermesi gerektiğine inanıyorum. Ve ben son maçta Yasin’in takımı sabote eden bir oyun oynadığı inancındayım, bilerek veya bilmeyerek. Fakat önümüzdeki sene Galatasaray’ın asıl sorunları transfer döneminde olacak. Takımda ciddi bir yenilenme gerekiyor. Bu sezon büyük paraları çöpe attılar ve seneye takımın orta sahasında ve forvetinde ciddi yenilenmeler gerekiyor. Savunma zaten rezalet. Bakalım bu yönetim o işin altından nasıl kalkacak.

        ATAMAN’IN NE SUÇU VAR ANLAMADIM!

        - G.Saray seyircisi sadece futbolda değil, baskette de “istifa” tezahüratlarına başladı. Ergin Ataman, F.Bahçe yenilgisinden sonra hedefte. O da sert bir açıklama yaptı...

        - Basketbolda Ergin Ataman’ın ne suçu var anlamadım. G.Saray’ın hatası şu: Bu branşta rakipler 25-30 milyon harcıyor. G.Saray ise 8-9 milyon. 8-9 milyon harcamakla da ne ligde, ne de Euroleague’de başarılı olamazsın. O zaman ya 30 harcayacaksın ya da 2-3. Çünkü 2 milyonla 9 milyon arasında bir fark olmuyor. 30 harcayamayacağına göre, durumu idare et. Mümkün olan en düşük bütçeyle git.

        KEŞKE SÖZCÜ BAYDAR OLSA

        - Başkan Dursun Özbek, kırdıkları potlar nedeniyle artık yöneticilerin konuşmasını istemiyor. Siz ne diyorsunuz?

        - Atamayla gelen yönetici zaten bir felaket ama seçilen yöneticiler de ondan aşağı kalmıyor G.Saray’da. Nasuhi Sezgin’i 35 yıldır falan tanırım. Taa mektepten. Yemin ederim sesini pek az duymuşumdur. Pek konuşan biri değildir. Ama gariptir, G.Saray adına konuştu ve batırdı. “Oyuncularımız bilerek maç kaybetti” anlamına gelecek bir şeyler söyledi. Kastı o değildi elbette ama konuşmayı bilmezsen akım derken b.. dersin. Başkan böyle bir yasak getirdiyse iyi yapmış ama birinin de G.Saray adına konuşması gerek. Bence profesyonel biri G.Saray adına konuşmalı. Ağzından çıkanı bilecek biri. Orada İskender Baydar kardeşimiz var. Keşke kulüp adına sözcülüğü o yapsa.

        BARCELONA DA PUAN KAYBEDİYOR

        - Beşiktaş sahasında puan kaybetti, rakipleri kazandı... Genel olarak geçtiğimiz haftayı değerlendirir misiniz?

        - Sezon başından beri G.Saray’ın şampiyonluk şansının sürdüğünü hep söyledim. Taa ki, Beşiktaş maçını kaybedene kadar. Keza diğer takımların da şampiyonluk şansı geçen haftaya kadar vardı. Evet, dediğiniz gibi Beşiktaş bu hafta 2 puan kaybetti. Bu da gayet normal. Herhalde sezon sonuna kadar hiç maç kaybetmeden gidecek hali yoktu. Hele hele hem Avrupa’da hem ligde oynarken, fizik olarak değilse de kafa olarak ikisine birden konsantre olmak sıkıntılı olabilirdi ve olmaya başladığını görüyoruz. Aynı şey sadece Beşiktaş için değil, o dev kadrolu Barcelona için bile geçerli. Bakın onlar da geçen yıl 8 attıkları Deportivo’ya yenildiler bu hafta. Beşiktaş daha da puan kaybeder ama bu kayıplardan kazanç sağlayacak olan artık G.Saray ve F.Bahçe olur gibi görünmüyor. Bu kayıplar Başakşehir’in şampiyonluk umudunu arttırmaktan öte bir işe yaramıyor. Çünkü G.Saray’ın, Beşiktaş’a yenilerek havlu atmış gibi bir durumu var. Şu an puan farkı 8. Oysa G.Saray Beşiktaş’ı yenmiş olsa, Beşiktaş 3 puan geride olacak, G.Saray da 3 puan ileride olacaktı ve 2 puan fark kalmış olacaktı. Bu da G.Saray’ın ligi şampiyon bitirmesi ile sonuçlanması muhtemel bir durum doğuracaktı. Fakat G.Saray da, F.Bahçe de leblebi gibi puan dağıttılar. Beşiktaş daha da puan kaybedecektir ama bu sadece Başakşehir’i ilgilendiriyor. Çünkü F.Bahçe ile G.Saray puan kaybetmeyecek takımlar gibi durmuyorlar. Başakşehir, Beşiktaş kadar şampiyonluk adayı.

        KAFA OLARAK İKİ CEPHEYE MOTİVASYON ZOR OLUYOR

        - Beşiktaş’ı Avrupa Ligi maçları ne kadar etkiler? Yorgunluk başına iş açar mı? Olympiakos rövanşı ne olur?

        - Söylediğim gibi iki tarafa birden konsantre olmak fizik olarak mümkün ama kafa olarak o kadar kolay olmuyor. Paris SaintGermain’e 6 tane atan Barcelona gibi takım, Deportivo’ya yeniliyor mesela, ki çok geniş kadro ve üst düzeyde çift taraflı maçlara alışık oyunculara rağmen. Şimdi Beşiktaş haklı olarak UEFA rüyası görmeye başlayınca, lige olan konsantrasyonunu kaybedebilir. Ama şunu da söylemem farz, Kayseri karşısında Beşiktaş hiç de kötü oynamadı. Yorgun gibi de görünmedi.

        EMRE BELÖZOĞLU BELİRLEYİCİ OLSA FENER’İ HER SENE ŞAMPİYON YAPARDI

        - Emre Belözoğlu’nun, Başakşehir’in başarısındaki katkısı tartışılmaz. Neredeyse ligin kaderini belirleyecek bir performans çiziyor. Siz ne diyorsunuz?

        - Hiçbir futbolcu ligin kaderini tek başına belirleyemez. Hele hele Emre Belözoğlu hiç belirleyemez. Madem o kadar belirleyici bir rolü var, niye F.Bahçe gibi büyük bir camiayı her yıl şampiyon yapmadı. Ya da G.Saray’ı. O yüzden abartmaya gerek yok. Ligin kaderini herkes birlikte belirliyor. Mesela G.Saray sezon başından beri doğru düzgün yönetilseydi ve o abuk sabuk puan kayıplarını yaşamasaydı ligin kaderini Emre belirliyor diyecek miydiniz? Veya F.Bahçe yönetimi transfer dönemini Pereira ile geçirip lig başlarken hoca değiştirmeseydi ligin kaderini Emre mi belirleyecekti! Emre oynadığı takıma yararlı bir futbolcu, o kadar.

        FUTBOLCULARI KORUYAN YOK

        - Özellikle kaptanlar, bu hafta kendilerine yapılan saldırılara karşı birlik oldular. Yaptıkları açıklamalarla belki de bir boykotun sinyallerini verdiler. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

        - Rahmetli Metin Kurt’u hatırladım. Yıllarca futbolcular sendikası için çalıştı ama başaramadı. Futbolcular haklı. Otobüsleri durduruluyor, dövülüyorlar, hakarete uğruyorlar, taciz ediliyorlar ve tüm bu olanlar karşısında acizler. Çünkü onları koruyan yönetimleri, duruma el koyan bir federasyon falan yok. Hatta yöneticiler futbolcu karşısında taraftarı koruyorlar. Oysa Metin Kurt’un hayali gerçek olsa, bir futbolcu sendikası, hadi bu memlekette sendikadan geçtim doğru düzgün bir birlikleri olsa “Biz bu hafta maçlara çıkmıyoruz” deseler ne güzel olurdu. Eleştiri tabii ki olacak. Taraftar elbette ki formasının hakkını vermeyene kızacak ama saldırı, küfür, taciz, dayak, hatta bıçak falan... Olacak şeyler değil bunlar. Ben savcılar ne yapıyor onu merak ediyorum, 6222 sayılı yasa niye uygulanmıyor? Tabii acı acı güldüğüm olay da şu, kendi işini doğru düzgün yapmayan kim varsa, futbolcuya kızıyor işini iyi yapmadığı için.

        AYKUT KOCAMAN’IN FENERBAHÇE’DE BAŞARILI OLACAĞINI SANMIYORUM

        - Dick Advocaat sezon sonu ayrılacağının sinyallerini verdi. Aykut Kocaman “Hayır” dese de sezon sonu F.Bahçe’nin başına geçecek gibi gözüküyor. Bu konudaki yorumlarınız neler?

        - F.Bahçe’nin işine karışacak halim yok. Karışınca da zaten “Sen kendi takımına bak” diyor F.Bahçeliler. Türkiye’de bir de böyle bir şey peydah oldu. Sanki birini eleştirmek için ille o camiadan olman gerekiyor. Futbolda da, siyasette de böyle oldu nedense. Yine de iki kelam edeyim. Ben Aykut Kocaman’ın tekrar gelmesi halinde F.Bahçe’de çok başarılı olacağını zannetmiyorum. Okuduğum kadarıyla F.Bahçe yönetimi “Yerli hocalar daha başarılı oluyor” diye böyle bir şey yapacakmış. Zico’yla başarılı olmadı mı bu F.Bahçe? Mesele hocanın milliyeti değil, yönetimin basireti. Kötü yönetimle Mancini gibi dünya markası G.Saray’da çuvalladı ama yönetimde birkaç iyi adam olunca Hamza Hamzaoğlu ile şampiyon oldu. F.Bahçe’de de G.Saray’da da başarısızlığın asıl sorumlusu yönetimler.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar