Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aslına bakarsanız, daha birkaç hafta önce bir Mercedes’i denediğim için bugünlerde Mercedes’in bir başka otomobilini yazmak gibi niyetim yoktu.

        Ama 7 Haziran’da seçim yapılıp yeni bir hükümet kurulması gerekliliği ortaya çıkınca “yazayım” dedim. Çünkü yeni bakanlarımıza makam otomobili lazım. Üstelik de Maliye Bakanı’mızın dediği gibi “çerez” parasına alındıkları için, vatana millete de sorun değil. Çünkü bu otomobil tam “devletli”ler için.

        Her bakanlığın önüne, her sarayın bahçesine bir tane lazım!

        Abuk sabuk yazıp da başımı yine belaya sokmadan otomobile geçelim. OtoShow fuarında görüp değinmiştim yeni Mercedes Maybach’a. Bilirsiniz, Mercedes Bentley, Rolls Royce gibi markalara rakip olabilecek bir otomobil yaratmak istemiş ve bunu da tarihi markası Maybach ile yapmaya çalışmıştı.

        Ayrı bir marka olarak Mercedes Benz tarafından üretilen Maybach çok da başarılı olamadı. Bütün ihtişamına rağmen Mercedes markasının üzerine çıkamadı, Mercedes’in altında ezildi ve Rolls Royce ile Bentley’le rekabet edemedi. Arap ve Rus zenginler arasında bir miktar popülarite elde ettiyse de bekleneni veremedi.

        Mercedes de bence çok akıllı bir karar alarak Maybach’ı ayrı bir marka olarak konumlamaktan vazgeçti ve Mercedes markasının “en lüks” otomobilinin “sınıf” ismi yapmayı kararlaştırdı. Mercedes’in halkla ilişkilerini yürüten sevgili Nedim aylar önce aramış “Abi Maybach gelecek bir tane. Onu bir denemeni istiyoruz” dediğinde ben bu köşede otomobil falan yazmıyordum. Sonra bir türlü zamanlarımız uyuşmadı. Ya ben seyahatteydim, ya Maybach ortalıkta yoktu. Sonunda geçen gün getirdiler S 500 Maybach’ı. Tek kelime ile “olmuş”

        Fiyatı rakiplerinin yarısından bile az. 1 milyon 100 bin TL’lik bir çerez. Sıradan Mercedes’lerden farkı dikkatli gözler için dışarıdan bile anlaşılıyor.

        Arka kapı ile tavanı ayıran bölümdeki kalın nikelajları, oldukça uzun arka kapısı, S serisinin long versiyonlarından bile yaklaşık 30 santim daha uzun olan boyuyla Maybach heybetiyle kendi gösteriyor

        ISITMA, SOĞUTMA HATTA MASAJ BİLE VAR

        İçi ise bir başka dünya. Diğer S serilerinin aksine içi tavandan yere kadar, deri ve süet kaplı. Koltuklar ve kapı işleri deri. Tavan süet. Geri kalan yerler ise ahşap ve alüminyum karışımı. Arkada iki koltuk var ve boyunuz 2.5 metre bile olsa bacaklarınızı sonuna kadar uzatabileceğiniz bir ayak mesafesi bulunuyor. Koltuklarda ısıtma, soğutma ve hatta masaj var. Uçaklardaki business class koltukların tüm özelliklerine sahip. Arka ortada devasa bir konsol var. Bir de buzdolabı ve DVD oynatıcı. Buzdolabının iyi soğutmadığını ve bagaja tecavüz ederek bagaj hacmini hayli daralttığını da söyleyeyim ki, alacaksanız taktırmadan önce iki kere düşünün.

        KONFOR TAMAM, HIZLANMA ÇOK İYİ

        Uzaktan kumanda ile otomobilin tüm elektronik tesisatına kumanda edebiliyorsunuz. Bu tesisat S sınıfının diğer modelleri ile hemen hemen aynı. Bunun dışında otomobil tipik bir S 500 veya S Klasse. 4,5 litrelik V8 455 beygir gücünde ve 9 ileri bir şanzımanla vites değişikliklerini hiç hissettirmeden 2.5 tonluk otomobili bulutların üzerinde gibi götürüyor. Son hız 250 ile limitli. Hızlanma ise çok çok iyi. Çok konforlu, çok güvenli, çok büyük. Rakipleri Bentley Continental Flying Spur, Bentley Mulsanne, Rolls Royce Phantom ve Ghost olabilir. Bence Flying Spur’dan iyi. Mulsanne ve Ghost’tan geniş. Phantom’un longuyla aynı rahatlıkta. Elbette Mulsanne ve Phantom bir tık daha kaliteli olabilir, emin değilim.

        HARCAMA MI YATIRIM MI

        Saatlerle ilgili yazılarıma okurlardan öfkelenenler oluyor. “Bellemişsin birkaç markayı... Ne güzel saatler çıkıyor, ne teknolojiler var. Sen hep birkaç markadan söz ediyorsun” diye.

        Biraz Nasreddin Hoca gibi olacak ama hem haklısınız, hem de haksızsınız. Evet, bazı markalardan daha çok söz ediyorum. Çünkü sizi seviyorum, size önem veriyorum, sizi korumaya çalışıyorum. Dediğiniz gibi son yıllarda acayip saatler yapılıyor. Çok güzel görünen, çok fonksiyonları olan, çok teknolojik saatler.

        Ben ise deli beller gibi birkaç markayı yazıp duruyorum çünkü size para harcatmak değil, para kazandırmak istiyorum.

        Benim yazdığım markaların özelliği şu: Bunları alırken para harcamıyorsunuz, yatırım yapıyorsunuz. Aldığınız saat her zaman para. Bugün bir dünya para verip aldınız, yarın da sıkıldınız veya paraya sıkıştınız diyelim...

        Benim yazdığım saatleri alıp Antiqorium’da (gerçi artık yok) veya Sothebys’te satmaya kalkın, yatırdığınız paranın önemli bir bölümünü geri alırsınız.

        Hatta aldığınız saati bilinçli bir şekilde aldıysanız ve doğru saati tercih ettiyseniz, 1’e aldığınız saati 1.5’e, 2’ye hatta 5’e bile satabilirsiniz.

        Unutmayın, iyi saat bir sanat eseridir. İçinde, bilim, sanat, mühendislik, el becerisi ve zaman vardır. Benim önerdiklerim Da Vinci’dir, Van Gogh’tur, Picasso’dur. Elbette diğerleri de sanattır, bugün için değerlidir. Ama yarın ne olacağı belirsizdir.

        YAZ OYUNCAKLARI

        Yaz geldi. Son 12 yılda milli gelirde büyük patlama yaşadık ya, biliyorum hepinizin dört bir yanımızı saran marinalarda küçük büyük birer yatı var. Tabii yat da bir yere kadar. Yat yat sıkılıyorsun, bağla bir yere boş boş otur olmaz. Eğlence de lazım. O yüzden bugün size yatınıza koyup, sıkıldığınızda eğlenmenizi sağlayacak birkaç küçük oyuncak önereceğim.

        JETSURF

        Bunlardan biri bir kaç yıldır moda olan bir sörf tahtası. Aslında tahta lafı yanlış. Çünkü kompozit malzemeden yapılmış motorlu bir sörf bordu. Ama bordun içinde küçücük bir teknoloji harikası motor var. Dalga veya yelken gerektirmeden, kendi kendine giden bir sörf anlayacağınız. Adı JetSurf. Boyutları 180 cm’e, 60 cm. Kalınlığı ise 15 cm. Üç tipi var. Biri Prorace. Ben bunu tavsiye ediyorum. 100 cc’lik motoruyla 35 mil hıza ulaşıyor ve 2 saate yakın bir süre yetecek yakıt deposuna sahip. Diğeri Factory. O da fena değil. Motor hacmi aynı ama gücü biraz daha az. Son hızı 34 mil. Ultrasport ise en güçsüzü. 800 cc’lik motoru ile 30 mil hız yapıyor. Üstelik sizi gerçekten sıkıntıdan kurtaracak bir ürün. Çünkü sık sık arıza da yapıyor. Tamir ederken de bayağı hoşça vakit geçirebilirsiniz. Türkiye temsilcisi var mı bilmiyorum. Çek Cumhuriyeti’nde küçük bir imalatçı yapıyor ve satın alırsanız gelip elden teslim ediyor, nasıl kullanacağınızı da gösteriyorlar.

        QUADROFOIL

        Teknede romantik takılmayı seven çiftler için de sakin bir önerim olabilir. Quadrofoil. Deniz bisikletinin hallicesi. Ama çok güzel. Kompozit malzemeden üretilmiş. Çok hafif. İki kişilik. Hızlanınca kızakları üzerinde havalanıyor. Onun da iki modeli var. Q2S üst model. 5.5 kw’lık elektrikli dıştan takma motoruyla çıt çıkarmadan 21 mil hıza ulaşabiliyor ve 100 km menzili var. Küçük model ise 3.7 kw’lık motorla 16 mile çıkabiliyor. Menzili ise 50 km. Menzil farkının nedeni akülerindeki kapasite farkından. Türkiye’de bir distribütörü var bildiğim kadarıyla. Fiyatını ise bilmiyorum. Yurt dışında üst model 23 bin Euro, alt model ise 16 bin Euro civarında fiyatlara satılıyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar