Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aykut Kocaman’ın Fernandao ve Aatif’ı yanına oturtup Soldado ve Mehmet Ekici ile maça başlaması şu demektir: “Biz kazanmak zorundayız.” Gerçekten de yıllardır Kadıköy’de ezeli rakibine yenilmeyen Fenerbahçe, tüm hesaplarını galibiyet üzerine yapmıştı. Bırakın yenilgiyi, beraberlik bile zirve yarışına ‘veda’ demekti.

        Fatih Terim de yıllar sonra takımının alacağı bir galibiyetle hem tarihe geçmek hem de şampiyonluk yolunda ezeli rakibini saf dışı bırakmak istiyordu. Bunu istiyor olsa da takımının sahadaki görüntüsü öncelikle kaybetmemekti.

        F.Bahçe önde baskı yapıyor, G.Saray ise rakibe geniş alanlar bırakmayıp oyunu kilitlemeye çalışıyordu. İlk yarı boyunca iki tarafın da üçer şutu vardı. İsabetsiz şutlar, cılız pozisyonlar sonunda da ilk yarı golsüz kapandı.

        Maçın ikinci bölümünde de atak oynayan, pozisyon bulan taraf F.Bahçe’ydi. G.Saray ise ani ataklarla golü düşündü. Skoru değiştirecek fırsatlar yakaladı ama Volkan’ı geçemedi.

        Bu yarıda Aykut Kocaman’ın hamleleri vardır. Mehmet Ekici, Dirar, Soldado dışarı alınıp; Alper, Fernandao ve son olarak da Valbuena sahaya sürüldü. Bilhassa Valbuena’nın girişinden sonra F.Bahçe’nin rakip kale önünde daha etkili olduğunu gördük. Muslera kalesinde devleşirken, Nagatomo kusursuz oynadı.

        Aykut Kocaman’a sormak gerek... Bu Valbuena 15 dakikalık oyuncu mu? İlk maçta rakip 10 kişi kalmışken onu oyundan çıkarıyorsun, bu maçta da en etkili silahını bitime doğru sahaya sürüyorsun.

        İnanılır gibi değil. Sonuç olarak; G.Saray her ne kadar kazanmak istiyorsa da beraberliğe takla attı. F.Bahçe kazanmak istiyordu. Maçı kaybetmedi ama kahroldu. İşin özeti... G.Saray, yenmeden galip. F.Bahçe yenilmeden mağlup.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar