Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kayseri karşısındaki Fenerbahçe’yi hayretler içerisinde izledik. Galatasaray maçının koşan, mücadele eden, hırslı takımı gitmiş, yerine vurdumduymaz bir takım gelmişti. İster inanın ister inanmayın, ilk yarıda tek pozisyonu vardı, o da gol oldu. Sürekli yan pas yapıp geriye oynayan, orta alanda üretken olmayan, hücumda çoğalamayan bir takımın elbette pozisyon bulması da imkansızdı. Giuliano sahada olumlu işler yapmıyor. Asistlerinde bile ofsaytı hesaplayamıyordu. Dirar ise ruh gibi... Sahada var mı, yok mu tartışılır. Josef idare ediyor, Ozan Tufan attığı golle paçayı kurtarıyordu. Takımda tek olumlu işler yapmaya çalışan ise yine Valbuena’ydı. Janssen ileride yalnızları oynuyor. F.Bahçe Kadıköy’de bile tek santrfor. Topladığı puanlara bakarsak, Kayseri yabana atılacak bir takım değildi. Kadıköy’de oynamalarına rağmen F.Bahçe ile iyi mücadele ettiler. Sadece defansif değil, ofansif futbolu da düşündüler. Attıkları 3 gol de bunun kanıtı. Roman Neustadter’in ikram ettiği pasla ilk golü misafir takım Umut Bulut ile buldu. F.Bahçe ise devre biterken Hasan Ali-Valbuena organizasyonunda soldan bir pozisyon buldu. O pozisyon sonucu da Ozan Tufan’la beraberliği yakaladı. F.Bahçe golü atarken, Kayserili Deniz Türüç yerde yatıyordu. Rol mü yaptı, sakat mıydı bilemiyoruz.

        İlk yarının sonunda gelen golle morallenen F.Bahçe, ikinci yarıya biraz daha hareketli ve istekli başladı. Takımı bu yarıda sırtlayan yine Valbuena’ydı. Önce korner, sonra serbest atışlardan mükemmel toplar kullandı. Neustadter ve Josef’e birer gol attırdı. Fark birden ikiye çıkmıştı. Seyirci de bizler de F.Bahçe’nin artık daha iyi oynayacağını, farkı bile artıracağını düşündük ama ne gezer... İlk golü ikram eden Neustadter’e takım arkadaşı Neto da nazire yapıp topu kendi kalesine yollayınca maçın gidişatı değişti.

        Rakibin morallendiği anlarda bitime 15 dakika kala Aykut Kocaman ilk hamlesini yaptı. Ozan dışarı, Mehmet Topal içeri, yani ‘aman gol yemeyelim’ zihniyeti. Son 10 dakikaya girilirken de sahada gezinen Giuliano ve Dirar varken Valbuena’yı kenara alıp Alper Potuk’u sahaya sürdü. Tabii ki taraftardan da protestoyu yedi. Aykut Kocaman’ın F.Bahçe’si kısacası 3-2’nin üzerine yatmaya çalıştı. Kocaman takımı adeta 9 kişi oynatan Giuliano ve Dirar’ı kenara alıp yeni hamleler yapmadı. Maç biterken İsmail Köybaşı oyuna girdi. Girdi de ne oldu? F.Bahçe santrası yapılmayan golle zoru başarıp beraberliğe yakalandı.

        Aykut Kocaman her hafta “Bu takım şampiyon olacak” diyor. Bizle mi, yoksa taraftarla mı kafa yapıyor, anlamadık. F.Bahçe’nin futbol görüntüsü ve onun kafa yapısıyla bu takımın şampiyon olacağına gerçekten kim inanır? G.Saray’ın kaybettiği bir hafta evinde 3-1’den 3-3’e yakalanan bir takımın teknik direktörü de kocaman faturayı öder.

        BÜYÜ BOZULUYOR

        G.Saray’ın kaybettiği bir haftada bile F.Bahçe seyircisi maça gelmiyor. Dünkü beraberlikten sonra da tenhalık giderek artar. Kısacası galiba Kadıköy’ün büyüsü bozuluyor.

        NABİL DİRAR

        F.Bahçe’nin bu sene büyük ümitlerle aldığı Dirar hiç varlık gösteremiyor. Dün de sahada pek olumlu iş yapamadı. Transferin bu gidişle en büyük hayal kırıklığı Dirar olacak.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar