Yürü ya F.Bahçe

Advocaat, Volkan Demirel cezalı olmasa Fabiano’yu, Van Persie cezalı olmasa Sow’u, Kjaer sakat olmasa ‘nöbetçi stoper’ Neustadter ile maça başlamazdı. Hollandalı hocanın mecburi üç değişiklikle sahaya sürdüğü Fenerbahçe maça da golle başladı. Sow’un erken gelen golüyle “Takımın moral ve motivasyonu yükselir” dedik. Biz bunları düşünürken Şener’in hatasıyla rakip sürpriz bir golle eşitliği yakaladı. Golden sonra “F.Bahçe canlanır” dedik. Yine yanıldık. F.Bahçe orta alanı, maça hükmedemiyor. Topal ve Souza ofanstan çok defansı düşünüyorlar. Lens de ilk 45 dakika ortalarda görünmeyince takımın en iyisi Aatif oluyordu. Böyle olunca da F.Bahçe, hücum ve pozisyon fakiri durumuna düşüyordu. İlk yarı sonunda Advocaat, Şener’i kenara alıp yerine Ozan Tufan’ı sahaya sürdü. Bu yarıda Hasan Ali’nin sol kanat bindirmeleri Aatif’ın hareketliliği, F.Bahçe’nin hücumda gözükmesine neden oldu. F.Bahçe tam takım hücumu düşünürken, Rizespor kontratak becerisi gösteremedi. Kweuke, Fabiano ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu içeri bıraksa maçın gidişatı da değişecekti. Son 20 dakikaya girilirken ‘yolcu Advocaat’tan yine sürpriz bir hamle geldi. Emenike içeri, takımın iyisi Aatif dışarı. Bu bölümde F.Bahçe yükleniyor, Rizespor ve kalecisi Gökhan direniyordu. Uzatma dakikalarının yıldızı F.Bahçe, 90+2’de Sow’un golüyle yine hayat buluyordu. Bu galibiyetle F.Bahçe’nin ikincilik şansı bir hayli arttı. Advocaat da şanslı sayılır. Takımıyla umulmadık maçlardan, umulmadık galibiyetler yaşıyor. Kısacası; yürü ya F.Bahçe...