Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ŞAHAN Gökbakar 2015’te “Magazin denen pislik çukuru” diye yazı yazıp Instagram’da paylaştığı günden beri tavrım belli. Beyefendi kendi istediği zaman magazincilere “Gel” deyip istemediği zaman “Pislik çukuru” diyebilecek kadar samimiyetsiz.

        Bunu da dile getiren tek magazin yazarı ben oldum o dönem. O zamandan beri de bana düşman zaten kendisi. Yapmadığını bırakmadı. Çünkü Şahan efendi eleştirilmekten nefret ediyor. Filmi çıktığında magazincilerin istediğini yapıyor ama film belli bir gişeye ulaşınca magazinciler yine “Pislik çukuru” oluyor.

        Neyse geçmişe dönmeyeceğim ama insan samimiyetsiz olunca da bir yerde teker patlıyor. Filminin izlenme oranını gördünüz. İnsanlar Şahan’ın samimiyetsizliğini artık açık ve net görmeye başlamış durumda. Atalarımız ne demiş: “Ne ekersen onu biçersin.”

        ***********

        ‘BEN KONUŞMUYORUM ŞARKILARLA KONUŞSAK’

        SAHNEDE konuşan, hatta çok konuşan isimler ile hiç konuşmayan isimler vardır. Mesela uzun süredir People’da her hafta sahneye çıkan Mehmet Erdem hiç konuşmuyor, şarkısını söylüyor. Sadece bir kez “Hoş geldiniz” diyor.

        Tabii bu durum kimine göre harika, kimine göre ise “Sanki biraz konuşsa mı?” oluyor, hatta masalarda küçük tartışmalar da yapılıyor. Mehmet Erdem bu hafta, “Konuşmuyorum, yanlış anlamayın. Şarkılarla konuşalım” diye alt metin geçti. Konuşmayı sevmediğini ama şarkılarla kendini ifade ettiğini belirtti.

        ***********

        NİLÜFER KONUŞMAZDI SEZEN KONUŞURDU

        MUHABİRLİK dönemlerimde Rumelihisarı, Harbiye Açıkhava, Bostancı Gösteri Merkezi konserlerini hep takip ederdim. Meşhur 90’lar ve 2000’lerin başı. 19.00’da gider, konser bitene kadar da salondan ayrılmazdım. Sayısız konser seyrettim. Her sanatçıyı bir değil yüzlerce kez izledim. Her mimiğine kadar anlatabilirim.

        Mesela Sezen Aksu, konserlerinde tatlı tatlı konuşur. Anlatır, sohbet eder seyircisiyle. Espriler yapar. Ona yakışıyor, hatta “Keşke biraz daha konuşsa” diyorsunuz bazı zaman. Ama Mehmet Erdem gibi Nilüfer de hiç konuşmazdı. Şimdiki gibi tek geceyle sınırlı değildi konserler. Mesela bir keresinde 9 gün üst üste Sezen Aksu’yu, 7 gün de Nilüfer’i takip ettim Harbiye Açıkhava’da.

        Önemli olan her gün değişik ve farklı bir haber çıkarabilmek, sanatçının da bu malzemeyi size verebilmesi. Yani magazinin, haberciliğin en kıymetli yıllarıydı. O yıllar deli gibi çalışır, evin yolunu zor bulurduk ama güzeldi. Bu yüzden bizler hâlâ eski isimleri konuşuyoruz. Bu yüzden artık bizim gibi haberciler yetişmiyor.

        Neden?

        - Çünkü insanlar hemen bir şey olmak istiyor.

        - Muhabir olmak için gelen kişi, “Ben ne zaman köşe yazmaya başlayacağım?” diyor.

        - Herkes hemen zengin olmaya çalışıyor.

        - İnsanlar “Ben artık çalışmadan para kazanmak istiyorum” diyor.

        - Bütün ünlüleri tanımak, çok kısa yoldan statü sahibi olmak, sürekli seyahate çıkmak, marka kıyafetler giymek istiyor.

        Bakın bir sahne konuşmasından nerelere geldi mevzu. Demem odur ki çalışmak güzeldir. Hele ki bir gazeteci oturduğu yerden değil gözlemleyerek, yaşayarak, anlayarak, çalışarak, koşturarak çalışmalı. Oturduğu yerden çalışırsa dedikoducu olur. Boş konuşan ve ciddiye alınmayan bir kişi olur, sakın bunu da unutmayın.

        ***********

        KİMİN İÇİ CIZ ETMEMİŞTİR Kİ

        KADİR İnanır’ın hastaneye kaldırıldığını duyunca içim cız etti. Kimin etmemiştir ki. Kadir İnanır’ın görünür olmasa bile varlığı yetiyormuş. Duruşu, tavrı, bakışı, endamı herkese yeter. Ne olursa olsun Kadir İnanır’ın yeri dolmaz. O yüzden bence hayatının kıymetini bilmeli.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar