Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ETRAFTA başkası olmak için çabalayan, onlar gibi konuşup davranan insanlara denk geldiğimde “Başkası olma kendin ol” şarkısını bağırarak söylememek için kendimi zor tutuyorum. Bunun için bıçak altına yatanları ise hiç ama hiç anlamıyorum.

        Angelina Jolie’ye benzemek için bir sürü ameliyat olan kadını hatırlarsanız. Yüzü gözü ne haldeydi. Şimdi de Kim Kardashian’a benzemek isteyen bir kadın geldi ülkemize. Onlarca ameliyat olmuş, olmaya da devam edecek.

        Neden bir insan başkası olmak ister. Mesela kuaförler, “Sürekli bize dergilerden yırtıp saç modeli getiriyorlar. Ama her saç, her tene olmaz ki, anlatamıyoruz” diyorlardı, şimdi bunu doktorlar yaşıyor. Hangi doktorla konuşsam, “Dergiden insan burnu, dudakları ve bacaklarını kesip getirenler var” deyince şok geçiriyorum. Olacak iş mi? Bu nasıl bir ruh halidir Allah aşkına.

        ***********

        ÇUKUR’LA YARIŞMAK MI?

        BİR internet sitesi ve birkaç kişi var. Malum kişiler... Memlekette iftira atmadıkları kişi yok gibi. Bunların hepsi de erkek. Hatta üç erkek bir olup kadına saldırıyorlar falan. Kusarcasına. Nasıl iftiralar ama, öyle böyle değil.

        Okuyunca, “Hadi canım bu ben miyim?” falan oluyorsunuz. Direkt bel altı çalışıyorlar. Hani şu moda olan uzaklaştırma kararı için mahkemeye gitsem vermemeleri imkânsız. Anaları, bacıları, kardeşleri, aileleri olup olmadığını bir yana bırakıyorum, sevgileri yok bu insanların sevgileri.

        Ama komikler de bir yandan. Geçen hafta bir gün yarım saatliğine Kanal D’de magazin programına konuk oldum. Bir aydır çağıran arkadaşlarımın hatırına. Ha bu arada Show TV’deki Seda Sayan’ın programından da çağırıyorlar. Hatta programda olmam için toplantılar yapıldı, ama istemedim. Uymuyor bana bu tarz. “Olmayayım”, “Gelmeyeyim” diye defalarca konuştuk. Onları çağırsalar uçacaklar, hatta perende falan atacaklar.

        Neyse efendim bu sevgisizler, “Vay Esin Övet, Kanal D’yi çökertti. Söz ve Çukur onu silip süpürdü” tarzında bir şeyler yazmışlar. Çok güldüm; Allah da sizi güldürsün sevgisizler. Geçiriyorsunuz ama biraz mantıklı geçirin. Ciddi bir reyting alan “Çukur”la yarıştırmışsınız beni. Çok komiksiniz. Yazının bir yerlerinde bel altı olsun da mantık olmasa da olur tarzında.

        Bir de program benim değil. Korkuları aslında bu işte: “Ya olursa.” Üç senedir bunun için bel altı çalışıyorlar. İnsanların ekmek paralarıyla oynamaya çalışıyorlar. Yazmadıkları kalmadı. Ama bu kızın annesi, babası, sevdikleri, ailesi var mı diye hiç düşünmüyorlar. Neyse...

        Ama bakın tekrar söylüyorum, hatta yazıyorum: Korkmayın, üç senedir kabul etmiyorum hiçbir teklifi. Böyle giderse beni zaten asla göremezsiniz. Çünkü ben bu işleri sizin gibi kavgayla, iftirayla, ağzımı doldura doldura konuşmalarla yapamıyorum. Zaten şu an yapımcıların işine de yaramam. Onları mutlu edemem. Ben onlar için gayet sade kalıyorum. Öyle herkesle de olmak istemiyorum. O yüzden rahat olun. Gevşeyin.

        Ha, keşke o iftiraları yazdığınız mecralarda benim ağustostan bu yana yazdığım bazı gerçekleri de yayınlasanız, ama o yürek yok sözde. Neyse bunlara takılmayın siz, yazmaya devam edin. Sonra da o bir türlü bulamadığınız huzuru ve sevgiyi arayıp durun. Ama unutmayın, böyle millete geçirerek o huzuru ve sevgiyi asla bulamazsınız. Hadi kalın sağlıcakla. Verdim size yine malzeme. İyisiniz.

        ***********

        YARIN ÇUKUR GÜNÜ

        SİZİ bilmem ama dört gözle, deli gibi bekliyorum “Çukur”u. Kendi kanalımız diye değil, yeminle söylüyorum son zamanlarda izlediğim en güzel dizi. Kurgusu, işlenmesi, oyuncuları, müzikleri, diyalogları. Sıkılmıyor ve hiç kopmuyorsun. Helal olsun. Hadi yarın akşam “Çukur”a.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar