Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün “Fıkra gibi ama gerçek” diye yazdığım yazıya, çok kadından “Benim de başıma geldi” diye dönüş oldu. Meğer ne çok aldatılan kadın, ne çok aldatan erkek varmış. Kadınlar hem eşleri, sevgilileri tarafından aldatılıyor hem de yakın arkadaşları. Ne acı! Durum böyle karışık anlayacağınız. Çok mesaj geldi, ama ikisini paylaşıyorum. (İsimler takmadır.)

        Ayşe’den: Ben de yaşadım. Hem de doğum günümde. Allah’tan iki aylık bir ilişkiydi. Böyle bir durumda bence suçlu kesinlikle kadın, yani benim en yakın kız arkadaşım. Erkek zaten herkesle aldatır, ama kadına ne oluyor, arkadaşının sevgilisiyle mekândan çıkmak ne demek.

        İdil’den: Evlilik yıldönümümüzde en yakın arkadaşımla kocamı fısır fısır konuşurken gördüm. Önce konduramadım. Ama sonra gün içinde birkaç kez daha köşelerde fısır fısır konuştuklarına şahit oldum. Dikkatimi çekti ve takip etmeye başladım. Çünkü normal değillerdi. İçime kurt düştü.

        O günden bir hafta sonra da ilişkileri olduğunu öğrendim. İkisini de takip ettim. Bir evde buluştuklarını gördüm. Meğer eşimin başka bir evi daha varmış, ben bilmiyorum düşünebiliyor musunuz? Ve orada en yakın arkadaşımla buluşuyormuş.

        Esin Hanım, böyle bir şok kadın için nasıldır bilir misiniz? Size bunu kelimelerle anlatamam. Dünyam yıkıldı. Ben yapsam, eşim beni bu durumda görse silahını çeker vururdu ama ben kimseyi vuramadım.

        Sadece ikisinin de yüzüne tükürdüm ve boşanma davası açtım. Ama hırsımı hâlâ alamadım. Özellikle de kız arkadaşımdan.

        ASIL ALDATAN EN YAKIN KIZ ARKADAŞLARI

        BU tarz hikâyeler çok kişinin başına gelebilir. Sanat dünyasında da çok yaşanmıştır gerçek arkadaş, gerçek dost ihanetleri. Şimdi örneklemek gereksiz; çünkü çoğu evli ve çocukları var. Ama bilinen biliniyor. Durumun asıl kötü ve korkunç yanı, erkeklerin aldatmasını geçtim, kadınların gerçek dostlarını aldatıyor olması. Yani yine “kadının kadına ettiğine” geliyor konu ki en kahrolduğum da bu. Yazık!..

        TEK BENZERLİK 6 SENE

        Dün yazdığım “Fıkra gibi ama gerçek” yazısı çıktığı andan itibaren ne benim ne de Özge Ulusoy’un telefonları durmadı. Neden mi?

        1- Özge Ulusoy ve Hacı Sabancı ayrıldı. İkilinin ilişkisi 6 sene sürdü.

        2- Özge Ulusoy’la yakın arkadaş oluşum. Özge ile Hacı ayrılığını ben de herkes gibi aynı zamanda öğrendim.

        Nedenini de hâlâ bilmiyorum. Bir arkadaşı olarak kendisine bıraktım anlatacağı zamanı, bir gazeteci olarak ise şu an yanıt alamayacağımı biliyorum.

        Konuşmak istediği zaman bir gazeteci olarak o soruyu ilk ben soracağım. Ancak nedenini Hacı Sabancı biraz açıklamış zaten, “Şiddetli kavga” demiş. Özge Ulusoy ise daha daha yapıcı bir dil kullanmış ve “Ortak bir karar aldık, üzüldük. Hayırlısı olsun” demiş.

        Yani her şey ortada. Kısa ve net. Ama benim yazımdaki çift Özge ile Hacı değil. Tek bildiğim bu. Çiftlerin tek benzerlikleri ise 6 sene ilişki yaşamaları.

        Durum budur. Açıklama yapmak zorunda kaldım. Çünkü Özge Ulusoy çok üzüldü. Birçok kişi ona, “Sen Esin’le kumpas kurup plan mı yaptın Hacı’ya?” demiş. Şimdi burada sıkı bir “Ohaaa” çekmek istiyorum izninizle. İnanın şoke oldum.

        40 yaşındayım, 22 senedir de bu camianın içindeyim. Anneciğim bana hep, “Beş kızım var, en saf, salak sensin” der. Vallahi doğru söylüyor. Düşünemiyorum böyle cinlikler. Hayır düşünsem, o 6 seneyi 4, 5 ya da 7 sene yaparım, olur biter. Yani biz Özge’yle kumpas kursak amacımıza ulaşırız. Mesaj vermek isteyeceğimiz kişiye veririz. Ama hayatımda herhangi bir kimseyle herhangi bir yazı için kumpas kurmadım. Asla da kurmam.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar