Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Boyner Evde’nin sadık müşterileri fark etmiştir. Boyner Mağazaları’nda kısa süre öncesine kadar çok geniş metrekare ayrılan ‘Ev’ reyonları birer birer kapanmaya başladı. “Ne oluyor, Boyner evden çıkıyor mu?” diye Boyner Genel Müdürü Bülent Başaran’ı aradım. Şirket, metrekare verimliliğine odaklanmış, kozmetiğin ağırlığı artıyormuş. Şu anda mağazalarda bulamadığımız ev ürünleri için ise yeni bir model aradıklarını söyledi Başaran. “Geçtiğimiz yıldan bu yana müşterilerimize sunduğumuz yeni ve birçoğu sadece Boyner’de satılan markalar nedeni ile mağazalarımızda yeni yerleşimler yapıyoruz. Yeni markalarımıza mevcut mağazalarımız içinde yer açıyoruz. Öte yandan ‘Ev’ kategorisi önem verdiğimiz ve yeni yaklaşımlarla geliştirmek için çalıştığımız kategorilerimizden biri. Önümüzdeki sezonlarda bu değişim, mağazalarımızda hissedilmeye başlanacak” dedi.

        Perakendede kârlılık baskısı tüm oyuncuları zorluyor. Bunun için herkes bir yol bulmaya çalışıyor. Boyner’de de özel markaların ağırlığı artmış. Bülent Başaran, privat label (özel marka) konusundaki yaklaşımlarını da şöyle anlattı:

        “Boyner’e özel markaların bizim için önemi çok büyük. Bu alanda her zaman yenilikler peşindeyiz ve kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Kadın, erkek ve çocuk giyim, ayakkabı, çanta ve gözlük kategorilerinde özel markalarımız var. 2016 şehirli kadınlar için House Of Camellia, şehir şıklığını rahatlıkla birleştiren erkekler için North of Navy, genç ve renkli Black Pepper koleksiyonlarını hayata geçirdik.

        Limon, North Of Navy, Pink&, Orange, Funky Rocks ve Mammaramma ile çocuk giyimde de beğenilen koleksiyonları müşterilerimizle her sezon buluşturuyoruz. T-Box ve Limon markalı güneş gözlükleri de aksesuvar kategorisinde ulaşılabilir fiyatlarla satışa sunuluyor. Özel markalarımızın yanı sıra Türkiye çapında birçok ulusal markanın Boyner özel koleksiyonlarını da müşterilerimiz ile buluşturuyoruz. Buna ek olarak, sadece Boyner’de satışta olan birçok uluslararası markayla da ayrıcalıklı bir alışveriş deneyimi yaşatıyoruz. Bu markaları ve/veya koleksiyonları mağaza içinde mutlaka özelliğini anlatacak şekilde etiketliyoruz.”

        Ekonomide büyüme hızının yavaşladığı, tüketici iştahının azaldığı dönemlerde mağazaların kendi markalarıyla hareket etmeleri, fiyat ayarlamaları her zaman daha kolay oluyor. Boyner, belli ki o markalara daha geniş yer ayırmış. Kimbilir, belki de ‘Ev’ kategorisi için de kendi markalarını yaratmak istiyordur. Kimbilir?

        SAAT, GÖZLÜK VE BİJUTERİ EN VERİMLİ ÜÇ KATEGORİ

        Metrekare verimliliği en yüksek olan kategorinin saat, gözlük ve bijuteri olduğunu anlatan Başaran, “Bu kategoriyi de zenginleştirmek istiyoruz. Öte yandan kozmetik her dönemde ilgi görüyor. Müşterilerimizi hemen hemen tüm mağazalarımızın girişlerinde yer alan kozmetik reyonlarımızla karşılıyoruz. 2016 yılından bu yana genç müşteri profilinin de aradığı heyecan verici marka karmasını oluşturarak kozmetik alışverişine yeni bir boyut kazandırdık” dedi.

        SOSYAL GİRİŞİMCİLİK* TURİZM İÇİN ALTERNATİF OLABİLİR Mİ?

        Son dönemde sosyal girişimcilik konusu çok sık konuşulur oldu. Şöyle de bir veri var bunu destekleyen. Sosyal ekonomi Avrupa Birliği’nin GSMH’sinin yüzde 10’una karşılık gelirken sosyal girişimciler 11 milyon istihdam ile AB nüfusunun yüzde 4.5’ini oluşturuyor. AB’de her 4 yeni şirketten biri sosyal girişimcilik alanında faaliyet gösteriyor. Geçtiğimiz ay bir fotoğraf kulübüyle Kars’ı gezdim. Amaç fotoğraf olunca sadece şehri değil, çevre köyleri de görmek istedik. Bir yandan da hava -28, dizboyu kar, İstanbul’da her karda hareketsiz kalmanın, evlere kapanmanın alışkanlığıyla gözümüz korkarak, “Acaba vaz mı geçsek?” diye diye şehir merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Boğatepe Köyü’ne gittik. İyi ki gitmişiz diyorum, hala.

        70 haneli köyün girişinde bizi Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı Celal Kazım Ömür ve eşi Zümran Ömür karşıladı. Bize göre hayattan kopuk olacakmış gibi ıssız bir köy. Sanıyoruz ki büyük şehirde değilsen, dünyan da küçük. Celal Bey’i dinledikçe şaşırdık, sonra eşini dinledik biraz daha şaşırdık. Köydeki misafirhanede turistlerin ağırlandığını, at ve bisiklet turlarıyla çevrenin gezildiğini anlattı Celal Bey.Sonra Fransa’daki bir çevre derneğinden her yıl 10’ar kişilik 5 grup gelip köy evlerinde kalınca köylü kadınların iletişim ve Fransızca dersi almaya başladığını, dernekten bir grubun İtalya’ya gidip peynir atölyelerini gezdiğini, Young Guru Academi ile yaptıkları işbirliklerini.

        Dinlerken artık hepimiz ikna olmuştuk. Coğrafya her zaman kader değil.

        Turizmin büyük kriz yaşadığı, gençlerin iş için büyük şehirlere aktığı bir dönemde, böyle girişimler desteklenerek alternatif turizm lokasyonları yaratılamaz mı?

        *Sosyal girişim, kâr etmeyi amaçlayan ama elde ettiği kârı, topluma fayda üretmek için kullanan girişimler.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar