Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maç başlarken yedek kulübelerine gözüm takılıyor şöyle bir...

        Bir yanda ‘Galatasaray’ı şampiyon yapsın’ diye Karabük’ten getirilen İgor Tudor...

        Diğer yanda ise Galatasaray’a bir sezonda 3 kupa kazandırıp, 4. yıldızla tarihe geçtikten sonra gönderilen Hamza Hamzaoğlu...

        “Hangisi daha çok Galatasaray kulübesinde bulunmayı hak ediyor?” diye sorsalar, hiç düşünmeden “Hamzaoğlu” derim ama, hep söylendiği gibi... ‘Futbolun adaleti yok’ işte! Çünkü azıcık adaleti olsa, ne bu yönetimin yaptığı transfer hatalarını koruyup kollamaktan başka bir hatası olmayan Hamza Hamzaoğlu gönderilirdi, ne de Karabük’te üç maç kazandı diye İgor Tudor Galatasaray’a hoca yapılırdı!

        Sahaya bakıyorum, takım neredeyse Hamza Hamzaoğlu’nun takımı... Yapılan saçma sapan transferleri ve harcanan milyonlarca Euro’yu saymazsanız (ki saymalısınız), Hamza Hamzaoğlu ile üç kupa kazanan takımdan tam 6 oyuncu, Osmanlıspor’a karşı Galatasaray’ın yine ilk 11’inde. Hatta kiralıktan dönen Bruma’yı da sayarsanız, o dönemden tam 7 oyuncu aynen duruyor.

        Peki ne değişmiş o günden bu güne Galatasaray’da?

        Sadece gelen giden hocalar...

        Ha bir de beceremeyip istifa edip giden büyük futbol yöneticileri! Tabii Galatasaray Galatasaray olmaktan çıkmış artık. Şampiyon olup, nerede ne kadar kupa varsa kazanan o takım gitmiş, yerine hedefini lig üçüncülüğü olarak belirleyip, fazladan iki hafta daha tatil yapmayı planlayan bir takım gelmiş.

        Yoksa, bakmayın siz Sneijder’ın neredeyse koca bir sezon boyunca yattıktan sonra attığı bu gollere...

        Bakmayın siz gönderileceklerini anlayınca, sahada koşup oynar gibi yapanlara... Bakmayın siz şampiyonluk, ikincilik, hatta üçüncülük gidince 3’lü savunmadan 4’lüye dönen, Sneijder’ı, Bruma’yı kesmekten vazgeçen, bir anda Sinan Gümüş’ü hatırlayan İgor Tudor’a...

        Hepsinin ayrı ayrı bir hesabı var çünkü...

        Bana sorarsanız, bu saatten sonra hepsi kendileri için oynuyor!

        Kimi kulübede tiyatro yapıyor, kimi sahada idare ediyor...

        Herkes bu basit maçları kazanarak güçlenmeye, yerini sağlamlaştırmaya ve gelecek sezonda da Galatasaray’da kalmaya çalışıyor.

        Ne yazık ki bu büyük aldatmaca içerisinde, olan yine Galatasaray’a ve taraftarına oluyor...

        Muslera olmasa...

        Galatasaraylılar’ın özellikle son yıllarda en çok kullandığı iki kelime bu olsa gerek... Gerçekten de Muslera olmasa, her şey daha berbat bir hal alabilirdi. Bu sezon birçok maçta ön plana çıkmış olması ise, aslında durumun vehametindendi!

        Bir de oynasa...

        Sneijder’ın son üç haftadır neredeyse yürüye yürüye oynayarak attığı gollerle durumu buysa, bir de oynasa neler yapacak gerisini siz düşünün artık. Ama ne demişler ‘At sahibine göre kişner’... Yıldızın varsa, yıldızını yönetecek bir yönetimin de, hocanın da olması gerekir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar