Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Üretim yüksek, fiyat yüksek, tüketim az...

        Bu yıl 270.000 ton üretim bekleniyor, iç piyasada ancak yarısını tüketebileceğiz. Elimizde ihraç etmemiz gereken 100 bin ton ürün kalıyor.

        Türkiye’de en az 500 bin aileye geçim, ulaşabildiği milyonlarca insanımıza sağlıklı yaşam kaynağı.

        Ürüne devlet desteği, AB ülkelerinin beşte biri civarında bile değil. “Hiç olmazsa Avrupa’dakinin yarısını verin” üreticinin, tüccarın, ihracatçının ortak dileği.

        En istikrarsız ihracat kalemi: 93.000, 15.000, 12.500, 45.000, 11.800 ton...

        İhracat primleri yeterli değil... Euro veya dolarla ihraç edilen ürünün pirimleri Türk lirası ile ödendiği için, yükselen döviz fiyatları karşısında sürekli erime halinde.

        Organik ürün ihracatına artı prim var; kutulu ihracata artı prim var; organik ürünü kutuya koyduğunuzda şok: Primlerden birini tercih et...

        Aramızda gümrük birliği anlaşması olan Avrupa Birliği bu Türk ürünü için sadece ve sadece 100 tonluk kota tanıyor. Bunun üzerindeki ihracatta litre başına 1.3 Euro gümrük vergisi koyuyor.

        Rakip ülkelerin, hatta Kuzey Afrika ülkelerinin ürünleri, AB pazarlarına yüksek kotalarla gümrüksüz giriyor.

        Bu alanda dünyanın en büyüğü İspanya’da ağaç varlığı bizim iki katımız. Ağaç başına verimlilik bizdekinin 5-6 katı... Üstelik bu ülke ve İtalya, bizden “dökme” olarak aldığı ürünü kendi markası ve kalite güvencesi ile tüm dünyaya satıyor.

        ... ve daha ne olumsuzluklar ve tüm bunlara rağmen Türk zeytin ve zeytinyağı ihracatçısı dimdik ayakta, moral yüklü ve bu yıl 100 bin ton zeytinyağı ihracatı hedefine kilitlenmiş vaziyette.

        Çoğumuzun çoktan unuttuğu “2023’te 500 milyar dolarlık ihracat” hedefinin, en azından kendi paylarına düşen bölümünü gerçekleştirme azminde...

        Artık ezbere bildiğimiz bu notlar, Ege İhracatçı Birlikleri Zeytin Ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er ve arkadaşlarının yemekli basın toplantısından...

        Ortaya konan çözüm istekli sorunların tamamının adresi de Ankara, ilgili bakanlıklar ve ötesi...

        Milli menfaatler toplamı, rakiplerle eşit koşullarda rekabet, daha fazla döviz girdisi, bu alanda çalışan insanlara daha iyi yaşam koşulları ve emek karşılığı göz önüne alınabildiğinde, hiçbirisi çözülemeyecek nitelikte değil ve üstelik bazıları da “zeytinyağı üreticisine, tüketicisine, tüccarına, ihracatçısına haksızlık” niteliğinde... Umarız, düzeltebilecek birinin kulağına kadar ulaşır, ulaştırılır...

        Biz de, seneye aynı şeyleri yazmayız.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar