Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün 4 şehit daha verdik... Ülkemizin içinde kol gezen teröristler, ülkemizin kara yoluna döşedikleri mayınla 4 askerimizi daha şehit etti. Daha 25’ini bile görmemiş, geride ağlayan analar, yüreği dağlanmış babalar, kardeşler, sevgililer, eşler, çocuklar bırakmış 4 fidan...

        Şehit bayraklarıyla dolmuş ülkem mezarlıklarına, önceki gün iki, yaslı yaslı dalgalanacak 4 bayrak daha...

        Yetkililer, özellikle her şehit ve şehitler haberinden sonra sanki üzerine basa basa açıklama yapıyor; “bugün şu kadar terörist öldürdük, şu kadar teröristi etkisiz hale getirdik, şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık...” “Bir Mehmetçik’in şehadetini, bin terörist karşılamaz” düşüncesinde olduğum için, bu tür açıklamalar şahsen benim sinirime dokunuyor ve daha da gelecek şehitlerimiz üzerine üzülüyorum.

        Böyle bir “bir bizden, iki vızdan...” anlayışını kabullenemiyorum... Önceki gün 2, dün verdiğimiz 4 şehit haberi, medyamız tarafından haber sonlarına, sayfa eteklerine tıkıştırılırken, daha en erken seçime 1.5 yıldan fazla zamanın olduğu ülkemizde “siyasetçi lafları”nın manşetlere taşınması, “her şeyi bilen daimi kadrolara sakız olması” anlayışını da kınıyorum.

        Oysa Türkiye’nin asıl gündemi;

        • Sürekli canımızı yakan terör
        • Tırmanışta olan hayat pahalılığı
        • Yüksek enflasyon,
        • Sürekli artan işsizlik,
        • Başarısız dış politika ve diğerleri değilmiş gibi...
        • Artık bu halkın bu vergileri taşıyamaz hale geldiği...

        Bu önemli sorunlar dururken, sürekli siyasetin gündemde tutulmasını asla milli bulmuyorum.

        DÜZEN TUTMUYOR...

        Gelelim yerel bir konuya... İzmir’de dikiş tutmayan yerlerden biri de Birinci Kordon... Onca yönetmelik, onca uygulama ve herkesin bildiğini okuduğu bir yer... Yetkililer şunu bilmeli ki; arkasında durulmayan hiç bir yönetmelik yaşamaz. Bizim belediye zabıtasının kafasına estiği zaman yaptığı “bir daha yaparsanız!... Uymazsanız!...” deyip kaybolması ile hiç bir düzen oturmaz.

        Nitekim oturmuyor da... Restoran-kafe masaları yüzünden iki kişinin yan yana yürümeyemediği kaldırımlar bir yana, ya o adeta “at gözleği takılmış” gibi kapatılan restoranlar... Önler deniz manzarasına açık bırakılırken, yanlar “kem gözler”le birlikte rüzgara ve esintiye de kapalı...

        Acaba böyle bir “restoran düzeni” dünyanın neresinde var? Ban göre Kordon’da esnaf, birbirine baka baka “kararıyor...”

        Yani bir noktada başlayan çarpık bir uygulama, zabıta yönetmeliği hatırlayana kadar “kural” haline geliveriyor.

        Sahil boyunca uzanan yüzlerce dönümlük “kişiliksiz boşluk” ya da, üzerine sere serpe uzanmış vatandaşların “çiğdem çitletme alanı” için ise söyleyecek fazla bir şeyimiz kalmadı...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar