Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Osmanlı’nın ayrıcalıklı kenti İzmir, günümüz Türkiye’sinin de barış, huzur, hoşgörü kentidir. Ancak son yıllarda “seçimle bitirilmeyen siyaset ortamı”nın mimarları, İzmir’i de aynı çembere dahil etmeye çalışmakta, huzursuzluk çıkarmaya çalışmaktadır.

        Bu kentin en mutlu iki gününde (İZBAN Hattı’nın Selçuk’a uzatılması ve İzmir’in kurtuluş günü) törenlerle yaşanan gerginlik, sürekli gündemde tutulmak istenen siyaset ortamının, çok zorlanmış bir ürünüdür ve doğrudan bu huzur kentinin huzurunu hedef almaktadır. Ancak, sağduyulu İzmir insanının bu tür provakasyonlara gelmeyeceğine inanmakla birlikte endişelerim de yok değil....

        Selçuk’ta kürsüye çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun konuşmasının sloganlarla kesilmesi, sanki(!) bir “kurgu”nun eseridir. Kocaoğlu’nun protesto ve sloganlar karşısında tören alanını terketmesi, aşırı tepki olarak değerlendirilse de, bu harekete konulan “teşhisler”, ne yazık ve ne acıdır ki, “bazı olacaklardan haberdar olma” ihtimalini akla getirmektedir.

        Oysa, aynı törenlerin diğer aktörü, bir anlamda mevcut demiryollarından toplu ulaşımda yararlanma projesi olan İZBAN’ın mimarlarından, Başbakan Binali Yıldırım’ın bir işareti ile ortalık süt liman olabilirdi. Yapılan hizmet de, bu amaçla düzenlenen tören de herkesin içine sinerdi.

        SEÇİM ORTAMINDAN BIKTIK...

        Ülkemizde her ne kadar seçimler 4 veya 5 yılda bir tekrarlansa da, bu ülkenin kendisini sağ duyulu farz eden insanları olarak bizler, seçim aralarında bile aşırı siyasi gerginlik yaşamaktan bıktık. Bunun sonucu olarak da siyasetten ve siyasilerden nefret etme durumuna kadar geldik.

        Bir ülkenin, bir ilin, ilçenin yönetimine talip olmak bu kadar hır, ihtiras ve gözü dönüşlük taşımamalı, seçilen, secimin ertesi günü herkesin, her kesimin yöneticisi olmalı.

        Aksini mantık da, siyaset de, insanlık da, din de kabul etmez...

        Aynı “slogan ekibi”nin, dün sabah da İzmir’in ve tüm Türkiye’nin çok özel günü 9 Eylül Kurtuluş törenlerine kadar gelmesi, insanın içinde ister istemez “Neler oluyor? İzmir’de tezgahlanmak istenen nedir?” gibi soruların doğmasına yol açıyor. Bu durum, İzmir’de tezgahlanan ve henüz hafızalardan bilinmemiş provakasyonların farkında olmakla daha da boyutlanıyor.

        Medeni ülkeler, seçim dönemlerini bir-iki aya sığdırıp, alınan sonuçla önlerindeki 4-5 yıla güle oynaya girerken, bizim sürekli seçim havasında olmamız, yapılan hizmetlerde de tat tuz bırakmıyor...

        Daha 2017’nın ortalarındayken 2019 seçimlerine hazırlanmak, şimdiden onun gerginliğini yaşamak, koskoca bir ülkeyi seçim gerginliğinde tutmak hangi medeni ülkede var?

        Bu durum, hiç bir siyasinin hakkı olamaz...

        Hepinize sağduyulu ve sağlıklı pazarlar dilerim...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar