Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 oranında büyüyerek tüm beklentileri aştı.

        Bu rakamla, Çin’i geçerek büyümede dünya lideri olduk.

        Kasım ayında rakamlarda revizyon yapılırken dahi, bu denli bir büyüme oranı yakalanacağı tahmin edilmedi.

        Çin yüzde 6.8, Hindistan yüzde 6.3 büyürken Türkiye fırladı.

        Önce hangi dinamiklerle büyüdüğümüze bakalım.

        İlk şunu belirtmek gerekli; 2016’da o kadar küçüldük ki, rakamlar geçen yıla göre tarihi oranda büyümüş görünüyor.

        Yani özünde bir düzeltme yaşıyoruz. Yurtdışı piyasalarda hala büyük hareketlilik var. Gelişmekte olan ülkelere para yağıyor.

        Büyüme analizine baktığınızda en büyük katkıyı, 7 puanla özel tüketimin yaptığını görüyoruz. Özellikle ithal ürünlere dayalı büyüyoruz.

        Tarihi rekorda 18.7 oranında büyüyen inşaat sektörü, kamu yatırımları ve makina teçhizatındaki artışların da etkisi var.

        Kurlarda ve cari açıktaki yükseliş de büyümeye etki yaptı.

        Ancak sokaktaki sade vatandaş ‘Bu kadar hızlı büyüyoruz, bizim gelirler neden küçülüyor, aksine her gün biraz daha yoksullaşıyoruz’ diyor.

        Onu da anlatalım.

        Büyüme motive edici ve olumlu bir gelişme ancak başarıyı sergilemiyor.

        EVİNİZİ DÜŞÜNÜN

        Örneğin evinizi düşünün. Harcamalarınız artıyor, hareketlilik çoğalıyor.

        Bunun nesi olumsuz demeyiniz; basit sorular eksik derim.

        Bu değirmenin suyu nereden geliyor, çok mu borçlandınız, harcamanızın artması zenginleştiğiniz anlamına gelir mi, sürdürülebilir bir geliriniz var mı?” Her şekilde büyüyebilirsiniz.

        Enflasyonla, cari açıkla, ithalatla da büyüyebilirsiniz.

        Mühim olan yatırım, üretim ve ihracata dayalı bir büyümeye yönelmek. Enflasyonu ve kurları dizginleyerek büyüyebilmek. Ancak doğru çabalar da var. Başta Kredi Garanti Fonu olmak üzere istihdam ve vergi teşvikleri etkili oldu. Sanayi performansı nihayet pozitif yönde oynadı. Yine de siz, ‘Dünya rekoru kırdık, tarihi büyüyoruz, Çin’i geçtik’ diyenlere, tarihi işsizlik rekoru, tarihi kur rekoru, tarihi eşitsizlik rekoru ve onlar kadar mühim tarihi hukuk düzenine güveni yitirme rekoruna da sahip olduğumuzu hatırlatabilirsiniz.

        Açıkçası olumlu ve olumsuz yanları doğru görelim ki, işi ‘hamasi nutuklara’ bırakmadan sokaktaki vatandaşın yaşamında hissedebileceği tarihi refah rekorlarımız da olsun.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar