Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her yandan, bir acayiplik fışkırır hale geldik. Dünya zihin devrimi yaparken, bizim aklımızla oynuyorlar. Hani gülsen ayrı, ağlasan anlamlı gelişmeler içinde boğuluyoruz.

        Mesala koskoca Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, “Eşler (tabii ki erkekler) yüzüne karşı ‘seni boşadım, benden boş ol’ gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahî olarak söyleyebilir” diyor ve ekliyor; “İlla yüzüne söylemene gerek yok. Telefon, faks, mektup, SMS ve internet ile de boş ol denilebilir...”

        Hangi kamu kuruluşu çağı yakaladı diye soruyorsanız, işte size yanıt. Lütfen şu detayları da es geçmeyelim, fetvada aynen yazıyor: “Erkek eşini sosyal medya aracılığı ile boşayacaksa, kocanın boşamış olduğunu inkar etmemesi gerekir.”

        Yani yalancı, dengesiz bir adamla evliyseniz yandınız. Ertesi gece bir bakıyorsunuz, yatağa uzanmış “Ben sana boş ol demedim ki aşkım” diye sırıtıyor. Merak ediyorum kullanılacak mecralar arasında instagram, linkedin, pinterest de var mı? Ayrıca çok ‘like’ alacak şekilde ‘boş ol’ demek ayrılığı güçlendirir mi? Evlilik kurumunun, 21. yüzyıl gerçeklerinin ötesinde kaldığını iddia eden çağ filozofları, bu kararı duysa mutlaka kıskanırdı. Hiçbir öneri, Diyanet kadar hızlı olamaz!

        Ancak ben, “Niçin erkek boşuyor, kadın niye ‘boş ol’ diyemiyor” gibi işin feminist tarafına da takılmış durumdayım. Mesala, Brad Pitt karşında, neden kocana boş ol deyip ona gidemiyorsun!

        Mecazen yazıyorum yoksa hiç tipim değildir kendileri! Peki ‘Allahım aklımıza mukayyet ol’ cinsinden gelişmeler ülkemde biter mi? Tabii ki hayır. Sağ olsun Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü koskoca profesör devreye girdi ve ilaçların içeriğine katılan kimi maddelerin haram olduğunu açıkladı.

        İnsan, bitki, hayvan, sentetik, yarı-sentetik kaynaklı maddelerin bir tanesinin dahi dinen ve örfen yasaklardan oluşması, o ürünü haram yapıyor” diyor hoca. Özellikle kollajenden hidroliz yoluyla elde edilen jelatin başlı başına bir sorun teşkil ediyormuş.

        Daha kötüsü, hocaya göre, bu jelatinin yalnızca ilaç da değil, gıda ve kozmetikte geniş bir kullanımı bulunuyormuş. Gitti bizim makyaj malzemeleri. Ki bu durum bazı kadınlar için ilaçtan da kötü! Tıbbi cihazlar için de çok hassas sayın profesör. Onu tam anlayamadım. Materyallerin üzerinde de mi helal olmayan malzeme var?

        Aman Allahım insan düşünürken kafayı yer. Ki millet olarak gördüğünüz ahval içindeyiz. Ya ben size ne diyeyim... Haram yememek, devlet parasını çarçur etmemek, milletin yarısı açken lüks arabalarla gezmemek ve hatta nasıl boşanacağını düşünmekten öte eşlerin, toplumun birbirini içtenlikle sevmesi, değer vermesi, ahlaklı olmayı içselleştirmesi gibi konular yerine bunlarla uğraşıyorsunuz ya.

        Allah, sizlere helal akıl ve vicdan versin!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar