Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllık enflasyonun yüzde 11.20’ye yükselmesi, çekirdek enflasyon’un 13.5’le yılın zirvesine yerleşmesi derken Türkiye ekonomisi yetersiz de olsa çözüm arayışlarına yönelmek zorundada kaldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek dile getirdiği yapısal yaklaşımlarla, kendini ekonomik kreşendo yaratmaya adamış bir koro şefi gibi.

        Ancak sesler hala karmakarışık.

        Hazır, bir parça yapısal çözüm arayışı başlamışken hemen sayın yetkililerimize bir öneri sunalım. Kısır bir döngüyü değiştirmek için gelin, Ege’nin yeşil altınını seçin. Küçümsemeyiniz; yeni bir bakışın nasıl bir döngü yaratacağını görmek için çok iyi bir model olacaktır. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin çalışkan bir başkanı var, Davut Er. Her yıl heyecanla sektörün gidişini anlatır. Bu yıl daha da heyecanlı. Çünkü 2017/18 zeytinyağı ve sofralık zeytin sezonu iyi gidiyor.

        2016-2017 zeytinyağ sezonunda; İspanya 1 milyon 283 bin ton, la İspanya, Yunanistan 195 bin ton, İtalya 187 bin ton, Türkiye , 177 bin ton, Fas ve Suriye ise 110 bin ton üretim yaptı.

        Bu yıl ise Türkiye’nin, 280 bin ton civarı bir zeytinyağı rekoltesine ulaşması bekleniyor. Yani İspanya’dan sonra dünya ikincisi olmaya adayız.

        TÜKETİCİYE YANSIMIYOR

        Ağaç varlığı da artıyor. Buraya kadar güzel haber. Ancak bu gelişmeler tüketiciye yansımıyor. Hala rivera zeytinyağının dahi litresini 16-18 TL’den alıyoruz. Sızmaya uzandığınızda içiniz sızlıyor. Oysa Türkiye’de kişi başı zeytinyağı tüketimi 2 litrenin altında.

        Şimdi bu rekolte ile başa çıkılması için iki şey yapılması gerekli. Hem ihracat, hem iç tüketim artırılmalı.

        Ancak ihracatta son yıllarda büyük darbe aldık. Dört yıl önce 20 bin tonun üzerinde olan ambalajlı zeytinyağı ihracatı 11.800 tona kadar geriledi.

        Yanlış politikalar yüzünden yurtdışı marketlerdeki raflar kaybedildi.

        Şimdi sektör yetkilileri, zeytin üreticisine 50 kuruş, zeytinyağı üreticisine 2.5 TL prim verildiği takdirde ihracatta yeniden atağa geçeceğimizi vurguluyor. Benim önerime gelince; geçmişteki sahneleri yaşamamak için iç pazarda tüketimi artırınız diyorum.

        Üreticiyi desteklerken, yüzde 8 olan KDV’yi yüzde 1’e indiriniz. Piyasa fiyatlarında litrede otomatik 5 TL’yi aşan düşüş yaşanır ki, ne yollarda satılan kaçak zeytinyağı kalır ne de sağlıksız yağ yemek zorunda kalan bilinçli vatandaş. İlaç iksiri demek olan zeytinyağını halkın yemesi için bunu yapınız. Haydi bir zahmet şu konuya bakınız. Zeytinyağının arkasından diğer tarım ve hayvansal ürünler de gelecektir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar