Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Egeli turizmciler, bayram tatilini Sakız ve diğer Yunan adalarında geçirecek yerli turiste çağrı yaptı: “Vicdani ve milli sorumluluğumuzu kullanalım. Dövizimizi ülkemizde bırakalım.”

        Yani gitmeyin dediler.

        Vallahi ben onları dinledim, bu bayram buralardayım.

        Ama 15 bin İzmirli, Egeli şimdiden göçtü komşu kıyılara.

        Ülkenin döviz dengesini korumanın çeşitli yolları vardır. İstikrar, dış ticaret, satın alma gücü paritesi, faiz dengesi vs.

        Yurtdışı tatile gidenlerin bütçeleriyle ekonomik dengeyi sağlamaya çalışmak enteresan tabi.

        HANGİ KIYIDAN GİRSİN

        Dedim ya benim için hava hoş. Buralardayım. Ancak söyleyeceklerim var. Tamam Yunan destinasyonları övülürken, Türkiye’nin karalanmasına karşıyım ama eğer eksikleri söylemeyeceksek, vallahi ben de giderim!

        Şaka bir yana ciddi destinasyon sıkıntılarımız var.

        Bir kere tüm kıyıları lüks otellere ayırmayı marifet sayıyoruz. Küçük bir koy mu var, hemen üzerine bol yıldızlı otel kondur.

        Bayramda gitmeyin dedikleri Sakız mesela. Denizi kapatmış heyula gibi tek otel göremezsiniz. Vatandaş hangi kıyıdan isterse denize girer.

        Peki Türk turizmi ne yapıyor?

        Eğer lüks otel yoksa yazlık site yapıyor. Her yer gıdım gıdım tuhaf villalarla dolu.

        Memleket bu kadar yazlık evi ne yapacak?

        Deniz kenarında zar zor kendine yer bulan Ege esnafı da; emlak, ecrimisil vergileri derken tavan yapan maliyetleri müşterisine yansıtıyor. Çoğu kez yemek yerine kazık yiyoruz.

        GÜVEN OLMALI

        Ancak öyle “Çeşme pahalı, Sakız ucuz” algısına da inanmıyorum. Birçok ada Çeşme’den pahalı. Üzerine vize ve ulaşım yükünü koyun Ege’nin bizim yakası açık ara uygun kalır.

        Ama gitmeyin dediğiniz Yunan adalarında karşınıza ne çıkacağını bilirsiniz. Menü fiyatları birbirine kopya gibidir. En fazla iki üç Euro’yu geçmez fark. Biz de Allah ne verdiyse. Hele Çeşme yarımadasındaysan.

        Çünkü Türkiye’de aile işletmeleri turizmden sayılmaz. Turizm teşvikleri yıldız sayısına bağlıdır. Küçük olanların kaliteli hizmete odaklanması değil, büyük olanların daha lüks olması hedeflenir.

        Sözlerimize turizmci dostlarımız alınmasın, aksine diyorum ki, turistik bölgeler de üç beş yer kaldıysa artık yazlık doldurmayın.

        Turizmci ve yetkililerden bir konsorsiyum oluşturarak, turizm algısını önde tutun.

        Kendimizi kandırmaktan vazgeçelim. Her deniz kenarı turizm beldesi değildir. Eğer yazlık ağırlıklıysa orası konut bölgesidir. Turisti orada kalıcı tutamazsınız. Ya da algıyı yalnızca lüks otellerle sınırlarsanız da olmaz, orta segment işte böyle kaçar.

        Haklı olarak farklı kültürde ve korunmuş doğada tatili tercih ederler.

        Tamam ben bayramda buralardayım, şükür iki üç kuruş paramız TL’ye katkı oldu ama eğriye doğru dememizi de kimse beklemesin!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar