Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birçok konuyu konuşuyor, tartışıyoruz. Gündemimiz ulusalda yerelde kolay değişmiyor. Son olarak, 86. İzmir Enternasyonal Fuar açılışında yaşanan protokol krizi. CHP’li vekillere protokol de ikinci, sponsor işadamlarına birinci sırada yer verilmesi polemiği. Aynı partili bir belediye başkanın olduğu kentte vekiller evsahibi sayılır ama açılışı terk ettiler. Demek bardak taştı. Kentte sermayeye verilen değerin kendilerini aştığını görmüş olmalılar ki tepki gösterdiler. Yaşananlar her açıdan yanlış. Ne protokol düzenlemesi doğru ne de gösterilen tepkinin şekli. Ama asıl yanlış CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılışta olmaması. İzmir’in en görkemli açılışına birkaç yıldır katılmaması dikkat çekici olan.

        İktidarın yarım yamalak ilgi gösterdiği fuar kendisi için esaslı bir güç alanıyken neden yok? Kent politiği açısından konu mühim. Ama doğrusu bu satırların yazarı için tarlada çürüyen karpuzlar daha önemli! Şaka yapmıyorum. Üreticinin ürünü tarlada bırakırken döktüğü gözyaşından değerlisi yok! Her mevsim aynı tablo. Ürünün adı değişiyor ama akibet aynı. Domates çürüyor, patates çürüyor, soğan çürüyor. Şimdi mevsimi geldi hafiften geçiyor ya, karpuz çürümeye başladı.

        Aydın’ın Nazilli ve Bozdoğan ilçeleri, Ödemiş’te karpuz üreticileri mahsüllerini tarlada bıraktı. Nasıl toplasınlar? Kilosunu 1 liraya satmayı planladıkları karpuzlara toptan 25-30 kuruşa alıcı yok.

        NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ

        Çözüm yok mu? Bence mümkün ve bir çözüme en yatkın kent İzmir. Büyükşehir Belediyesi’nin istisnasız en büyük başarısı yerelden kalkınma çalışmalarıdır. Ülkeye örnek projeler gerçekleşti. Süt üreticisi, mandalina üreticisi, çiçek üreticileri birkaç yıl önce ağlarken şimdi mutlu.

        Çünkü Büyükşehir ürünleri satın alarak değerlendirmesini bildi. Aynı uygulama şimdi tarlada çürüyen ürünler için neden olmasın? Hatta tüm ilçe ve komşu belediyelerle kurulacak organizasyonel ağ çare olabilir.

        Üreticinin 30 kuruşa satmaya razı olduğu ürünleri alarak kendi mutfaklarında kullanmaları mümkün. İstenirse değerlendirmenin onlarca yolu bulunur.

        Üstelik tek avantaj yalnızca müstahsilin mutluluğu da değil. Komisyoncunun ders almasından tutun, çürüyen ürünün ucuza tüketilmesine kadar bir döngü neden yaratılmasın? İzmir bunu da başarırsa, işte o zaman tam anlamıyla yerelden kalkınmanın öncüsü olur.

        Açık söyleyim, tarlada çürüyen tek karpuz ve üreticinin döktüğü gözyaşı tüm koltuk kavgalarınızdan daha mühimdir!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar