Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son zamanlarda Türkiye’yi sarsan olaylarda tuhaf bir Ege, İzmir arayışım var. Aynı aileden 5 kişiyi öldüren adam, Kiraz’da para karşılığı kaçırılan çocuklar, elle tacize uğrayan genç kızlar ve şimdi de 3 yaşındaki Alperen. Ülkenin dört yanında yaşanan facialardan payımıza düşenler arttı. Çoğu konu, akıl alır gibi değil.

        Cahillik, ihmal, tevekkülü iradesizlikle karıştıran geleneksel yanımız ve ekonomik sorunlar adeta yeni bir toplum yarattı.

        Konuşması gerektiği yerde susan, sorgulaması gerekirken kabullenen ama ufak bir sorunu dahi kaba güçle çözeceğine inanan bir yüzümüz oluştu.

        Doğrunun, daha iyisini yaratmanın, sorgulamanın yerini ‘bulduğunla idare et’ algısı aldı. Alperen’in ölümünde mesela. Konuyu biliyorsunuz, minik Alperen kreşe götürülmek üzere okul servisine bindiriliyor. Rehber personel öğrencileri indirirken, ağlayan bir öğrenci ile ilgileniyor. Serviste uyuyan Alperen’i fark etmeyen şoför, aracı otoparka çekiyor ve ancak öğlen yemeğinde Alperen’in yokluğu fark ediliyor. Üstelik uzun süre de okulda, bahçede arandıktan sonra. Kamera kayıtlarından okula hiç girmediği görülünce anlaşılıyor minibüste unutulduğu.

        YÖNETMELİKTE YAZILMIŞ

        Dizi dizi standartsızlık. Kurumsallaşmanın k’si yok! O çocuğun minibüse bindiği günlük cetvele işlenmeliydi. Minibüsten inerken rapor tutulmalıydı.

        Servis yönetmeliğinde çocukların hangi standartlarda taşınacağı aracın modeline, özelliklerine varıncaya kadar yazılır. Aynı yönetmelikte açıkça son kontrol ifadesi yer alır. Servis personeli ve şoför son kontrolleri yapmalı.

        Taşıdığınız şey bir çocuktur. Ancak ne sorumlu personel ne de şoför bir kez bile o yönetmeliğe bakmamıştır! O müdür denilen kişinin bile okuduğunu sanmam ki okusaydı ilk saatte çocuğun okulda olmadığı anlaşılırdı.

        Türkiye’de kurumsallaşmış yapıların dışında yönetmelikler sadece birer prosedürdür. Oysa yasalar önünde tüm hesabı o yönetmeliğe göre sorarız ve aynı çerçevede sorumluyuzdur.

        Alperen’den sonra şimdi şikayet yağıyor anaokuluna. Hatta bir anne çocuğunun karnına vurulduğu için rapor alarak şikayet ediyor ama sonra dilekçesini geri çekiyor.

        Çünkü etrafta o fiyata başka uygun anaokulu yok. “Boşver idare et” diyorlar ona. Olayları yönetmeyi, daha iyiye ulaşmayı, standartları bir kenara bırakıyor, ‘idare etsin yeter’ demeye başlıyoruz. Çünkü doğru bir sistem kurmak ya da talep etmek ülkemizde lüks.

        Eğer o lüksü karşılayamıyorsan anaokul yönetimi, servis personeli idare ediyor. Veliler o paraya çocuklarını göndersinler diye idare ediyor. Türkiye de idare ettiğini sanıyor. Ta ki kendi çocukları boğuluncaya kadar!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar