Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İçinde yaşadığınız biricik mekana laf etmek istemezdim. Ancak, dünyanın tadının gitgide kaçtığını söylemem gerekiyor. Nasıl desem, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, katiyen tekin davranışlar içerisinde bulunmayan, çoklu kişilik bozukluğundan muzdarip hal ve tavırlar sergileyen, anormal insanlar gibi. Üstelik, hırlı olmadığını düşünen tek kişi ben değilim. Bakınız; meteoroloji. Mesela artık onun nazarında kesinlikle mevsim normali diye bir ölçüt yok. Nitekim mevsim normal değil. Yağmur diyor, kar yağıyor.

        Kasım ayında ne hikmetse, güneşi cayır cayır yakıyor. Yaz vakti, tam da insancıkların kızgın kumlardan serin sulara atlaması gereken dönemde, kalkıyor dolu yağdırıyor, milletin kaşını gözünü yarıyor. İnsanın kafasını gökyüzüne kaldıracak hali kalmadı.

        Sadece bulutun güneşin yağmurun dengesiz olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Dünya liderleri de bir hoş oldu. Yılların kankaları durup dururken arayı bozuyor, birbirinin milletini hor görüyor. İttiriyor, kaktırıyor.

        Uzmanlar önümüzdeki yıl içinde, yıkıcı etkide en az 20 deprem bekliyor. Ekolojik denge deseniz hak getire. Acayip acayip hayvanlar türüyor mesela. Hayvan bilimcilerinin bile, bakıp bir şeye benzetemediği, tövbe estağfurullah sevimsiz sevimsiz hayvanlar. Dağdan şehre inen meçhul yırtıcılar cabası. Hele ki, sahile vuran tır boyutunda balinalara söyleyecek sözüm yok. Hoş, insanlar da kalkıp hayvanla selfie çekiyor ya, o da ayrı. Yeri gelmişken, ben bizleri de pek tekin bulmuyorum. Neyi neden yaptığımız belli değil. Güneşin bile dengesi kaçmışsa, insanoğlu ne yapsın. Kim neden cinnet getirdi, neden onu bunu katletti, ne diye kalkıp canına kıydı belli değil.

        HAYALSİZ OLMAZ

        Bu şartlar altında bakıyorum bakıyorum, son bir kaç yıl içinde doğan nesillerin haline acıyorum. Düşünüyorum düşünüyorum; tek çıkış yolunun hayal kurmak olduğuna karar veriyorum. Bayağı hayal kurmak.

        Hani çocukken sık sık yaptığımız, kravat takıp ciddileşmeyi büyümek sandığımız yolda, düşürüp parçaladığımız, müthiş yaratıcı hayaller.

        Bana sorarsanız ellerinde, yarına götürebilecekleri bir tek o var.

        Bu yüzden sıkı sıkı sarılmalılar. Başka türlü gelecek çekilmeyecek gibi. Hayallerin gerçekleşmesi için önce kurulması gerektiğinde hemfikir olduğumuzu düşünüyorum.

        Şimdi topluca yeni nesiller için, ayağı yere basmayan hayaller dileyelim de, içinde kaybolsun, gerçek dünyaya çok az uğrasınlar. Bakmayın siz, savaş ortamı dahi olsa, çocuklar yine de mutlu olmak için sebep bulabiliyorlar. İşte bizim o ruh haline ihtiyacımız var!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar