Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Pazar günü, Habertürk’ün ekinde, şifrelerle ilgili bir yazı vardı. Belki denk gelmişsinizdir; şifrelerin kolayca kırılabileceği gerçeği ile ilgili, son derece doğru ancak insanı uyuzlandıran bir yazı. Aslına bakarsanız bir süredir düşünüyorum; bana sorarsanız modern, büyükşehir insanı ile şifreleri arasında acayip bir bağ var. Nasıl desem, pek sağlıklı bir ilişki değil. Mecburiyetten yürütülen, evlilik sebebiyle istemdışı oluşan akrabalıklar gibi...

        Sözüm ona insanın güven çemberini sağlam bir biçimde devam ettirmesi için oluşturuluyor ancak “bu devirde, babana bile güvenmeyeceksin” ifadesinin bir nevi yaşam felsefesi haline geldiği günümüzde, inceden inceye hepimizi paranoyaya sürüklüyor.

        Geçtiğimiz günlerde yeni bir e-mail adresi almam gerekti. Bu da ayrı bir dert. Nitekim ben tutucu ve bir o kadar da gayri ihtiyari yoğun bağlanan bir insanım, mailımı falan değiştirmek bünyemde rahatsızlık yaratıyor. Eskisine ettiğim ihanet duygusu bir yana, alışmam da kolay olmuyor. Zaten binbir duygusal zorluk içerisinde almaya çalışırken, bir de şifremi beğenilmedi.

        Kendisi bir türlü ortaya çıkmadığı için yüzüne iki laf edemiyorum ancak ekran aracılığı ile bana düşüncesini iletti. Oluşturduğum şifre “çok zayıf”mış. Bir de akıl verdi; hem büyük ve küçük harf, hem de rakam koyarsam tadından yenmezmiş. Öncelikle istediği hane sayısında bir şifre bulursam, ezberlemek için günde iki kere tekrar yapmam şart. Kaldı ki kendisi farkında değil belki ama, teknolojik hayatımın içerisinde onun gibi onlarcası var. Hak veriyorum; eminim o da kendini özel ve eşsiz hissetmek isterdi. Ancak ititraf ediyorum; her hesaba birbirinden alakasız, ayrı şifreler oluşturuyorum. Malum sanal alemi gözüm pek tutmuyor, ciddi güven problemi yaşıyorum.

        RAKAMLAR BİZİ YÖNETİYOR

        Güven problem demişken, bir uygulama yükledim. Adı; 1Password. Benim için bütün şifrelerimi kaydedecekmiş. Halk arasında “bozacının şahidi şıracı” şeklinde özetlenen durum. İnternet ortamına güvenmiyoruz diye şifre koyuyoruz, kendi öz hafızamıza güvenmiyoruz diye, şifreyi yine internetin ta kendisine emanet etmeyi düşünüyoruz.

        Tatlı su kurnazlığı diye buna derim. Hadi aklımda tutmayayım, bir yere yazayım desem, bu sefer de defterin akıbetine güvenemiyorum. Çalınabilir, ıslanabilir, yanabilir, bitip kül olabilir, yetmezmiş gibi inek içebilir.

        Sizi bilmem ama bir süredir, şifrelerin hesapları korumasından ziyade, hayatımızı bizzat şifrelerin yönettiğine ve bunca şifreyi unutmama mücadelesi arasında, aklımıza mukayyet olmanın kolay olmadığı görüşündeyim.

        Pazar günkü yazıya dönecek olursak, en komplike, sekiz bilinmeyenli denklem tadındaki şifrenin bile kırılmasının bir kaç dakika alacağını özetliyordu. Alın size bir adet daha güvenilir kaynaktan, güvensizlik sebebi...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar