Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Arabayla 4-5 saatlik bir yolculuğa çıktım. Yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim; yollar 15 yıl öncesine göre bayağı güzel. Ok gibi fırlayıp, yağ gibi süzülüp gidiyorsunuz. Sonra klişe olacak ama, Türkiye sahiden cennet. Her bir noktası ayrı bir kartpostala konu olabilir.

        Ancak sorun şu ki, tam seyrine varılası manzara dediğiniz bilimum yerde, görüşünüzü sıfıra indiren izdihamlar mevcut. Karşıdan bakıldığında ücretsiz bir şeyler dağıtıldığına eminsiniz.

        Fakat yaklaşınca, ellerinde cep telefonları olan küçüklü, büyüklü insanlar olduğunu farkedince, anlıyorsunuz ki; yalnızca selfie kuyruğu.

        Özçekim demediğim için üzgünüm. Açıkçası bazı kelimelerin enternasyonel halini kullandığımda kendimi daha iyi hissediyorum. Nitekim kendisi bizzat dünya çapında bir alışkanlık.

        Eskiden her seyir tepesinde bir kafe olurdu. Hatta isimleri de belliydi; Tepe Kahve, Manzara Çay Bahçesi, Seyir Tepesi Gözleme Evi... Oturur ve gerçekten malum büyükbaş hayvanın trene baktığı gibi, siz manzaraya o size, uzun uzun bakışırdınız.

        Hem görür, hem bakardınız. Hani hesabı isteyip kalktığınızda sözlü yapılsa, dağları, denizin renginin tonunu efendime söyliyeyim kiremitli evleri falan sayardınız. Artık yok. Daha doğrusu belirli noktalarda, illa ki kafeler var. Ancak oturan yok. Çünkü artık mekanlar tek kullanımlık; bir Instagramlık. İkincisine gerek yok ki!

        KAPATMA MODASI

        Yoldan çıkmayalım, gördüklerimden tekrar bahsedecek olursak, beş saat boyunca, herkesin bir kullanımlık poz peşinde olduğu onlarca hatta belki yüzlerce farklı noktadan geçtim. Size bir şey söyleyeyim mi, kuyruğa girmiş, sırasını bekleyen kimsenin, gerçekten keyifli olduğunu düşünmüyorum.

        Üzerinizdeki baskıya baksanıza; yol boyunca hem ilerleyecek, hem de en “Instagramlık” pozu yakalayacaksınız. Yakalayamazsanız, tüm o yolu çöpe atacaksınız. Bir tek paylaşımın dahi olmadığı yaklaşık 400 kilometre düşünsenize, yazıklar olsun size! Bugünlerde malum, sosyal medya hesaplarını kapatmak bayağı revaçta.

        Hak veriyor ve destekliyorum. Nitekim, her biri dipsiz kuyu gibi. Elinizi verseniz kolunuzu kaptırıyorsunuz.

        Sanatsal resimler paylaşacağım diyerek yola çıkıp, kendinizi, sivilcenizi paylaşırken buluyorsunuz, sonra geriye dönüp baktığınızda kendi kendinize ifşa edilen özel hayatınızdan, kendiniz bile bunalıyorsunuz.

        Yakın çevremden, ailemden, eski arkadaşlarımdan daha pek çok “kapanma, özüne dönme, mahremiyete kavuşma” dürtüsü ile yapılmış sevdiğimiz hareketler bekliyorum.

        Doğrusunun da bu olduğuna inanıyorum. Burada kesmek durumundayım, inanılmaz bir manzara yakaladım, bir koşu paylaşıp geliyorum!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar